Hizbullah Genel Sekreteri Seyyid Hasan Nasrullah; direnişin 2000 yılında İsrail tabutuna son çivileri çaktığında direnişe yönelik saldırıların yeni bir aşamaya girerek İsrail ve Amerika’nın kendilerini hezimete uğratan direnişe karşı susmayacaklarını ilan ettiklerini ifade etti.
Şehidler Günü münasebetiyle yaptığı ve el-Manar televizyonunda yayınlanan konuşmasında Nasrullah; önce direnişin uluslararası toplumla çatışmaya geçirilmesinin amaçlandığını sonra da kazandığı zaferin bir cevabı olarak 1559 nolu kararın çıkarıldığını dile getirdi.
Söz konusu kararın çıkartılmasında İsraillilerin de rol oynadığını belirten Nasrullah; bunun en büyük ispatı Silvan Shalom’un “Hizbullah ve direnişi uluslararası toplumla çatışmaya sokmak istiyoruz” demesiydi şeklinde konuştu.
Direnişin, herhangi bir direnişçinin tutuklanmasına izin vereceğini düşünen herkesin büyük bir yanılgıya düştüğünü belirten Nasrullah; direnişçilere uzanan her elin kesileceğini vurguladı.
Yöneltilen her itham karşısında direnişin kendini savunacağını söyleyen Nasrullah; Lübnan Eski Başbakanı Refik el-Hariri’nin katledilmesi davasında adalet isteyen herkesin yalancı şahitleri ve onları yaratanları yargılaması gerektiğini dile getirdi.
Nasrullah; Yalancı şahitler davasının Lübnan siyasetinde ne büyük skandallardan biri olduğunu bu nedenle yalancı şahitlerin ve onları yaratanların korunduğunu sözlerine ekledi.