Ehl-i Beyt'ten DualarEhl-i Beyt'ten Yazılı Dualarİmam Ali'den DualarYazılı Dualar

İmam Ali(r.a) Hizbü’s-Seyf Duası Arapçası ve Meali

Dua Hakkında: İmam Ali’ (r.a) nin duası olup günahların affına Allah’ın hayırlı kullarının muhabbetini kazanmaya vesile olacağı rivayet edilmiştir.
2345 6 7 89

Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
Allahım! Kendisinden başka ilah olmayan gerçek Melik Sensin. Sen benim Rabbimsin, ben de Senin kulunum. Çok kötülük işledim, nefsime pek zulmettim ve işte huzurunda günahlarımı itiraf ediyorum. Ey Ğafûr, ey Şekûr, ey Halîm ve ey Rahîm, ne
olur, günahlarımı mağfiret buyur çünkü onları Senden başka affedecek kimse yoktur.

Allahım! Sana hamd ü senalar ediyorum zira hamd edilmeye layık yalnız Sensin. Bu aciz kulunu hususî mevhibelerinle donattın. Fazl u ihsanlarınla sevindirdin. Reca ve
ümitlerini gerçekleştirdin. Türlü nimetlerle serfiraz eyledin. Her ne zaman tazarru ve gönül duruluğu içinde Sana ellerini kaldırmışsa başındaki belaları def ü ref’ eyledin.Tevfikinle muvaffak kıldın. Dualarına icabet buyurdun. Rabbim! Her ne zaman Seni
ihsanlarınla yanımda görmeyi umduysam, açık ya da gizli inayet ve iyiliklerinle hep yakınımda buldum. İşlerimi görüp gözettin ve hep yardım ettin. Hata ve günahlarımı mağfiret buyurdun. Ayıplarımı setrettin. Ahiret yurdu için nasıl hazırlanacağımı görmeyi
murad buyurduğun şu mihnet ve imtihan yurduna çıkardığın günden beri bir an bile olsa üzerimdeki ihsanların, yardımların, iyilik ve hayırların hiç eksik olmadı. Başıma gelebilecek bütün zararlardan, kayıplardan, musibetlerden, hicap sebebi olacak hallere
düşmekten, darlık ve kıtlık yaşamaktan, baskılara maruz kalmaktan, gam ve tasa yudumlamaktan, dehrin hâdiseleri altında ezilmekten ve daha başka belalara dûçâr bulunmaktan beni koruyan ve koruyacak olan yalnız Sensin Allahım!

Rahmeti ve merhameti sonsuz Rabbim! Senden sadece güzellik ve lütuf gördüm.
İyiliklerinle beni her zaman sarıp sarmaladın. Daha başta eksiksiz bir donanımla yarattın. Lütuflarınla bütün ihtiyaçlarımı karşıladın. Fazlın nihayetsiz, nimetlerin de kesintisiz oldu. Koruyup kolladın. Vaad ettiklerini ve benim Senden recalarımı hep gerçekleştirdin. Yolculuklarımda ve mukîm bulunduğum zamanlarda inayet ve
sıyanetinle hep yanımda oldun. Hastalıklarıma şifa ihsan eyledin. Ağrılarımı ve acılarımı dindirdin. Bir yere giderken de, o yerden dönerken de hep koruyup kolladın. Düşmanlık besleyenlerin hakkımda şamata yapmalarına fırsat vermedin. Kötülük
yapmak isteyenlere, düşmanca tavırlar takınanlara mâni oldun. Senin mütemadi nimetlerine ben de mütemadî hamd ü senalarla, çok farklı tesbîh, takdîs, temcîd ve tahmîdlerle mukabelede bulunmak istiyorum Allahım! Niyazım o ki, kalbim sadece
Senin zikrinle dolsun ve her muamelenden hoşnut olsun. Hoşnutluğunu da en parlak tevhîdler, en hâlis tefrîdler, en duru tahmîdler, en uzun soluklu ibadet ve virtlerle dillendirsin. Yapmaya çalışacağım ibadetlerle de hâlis tevhide ulaşayım. Allahım! Senin nihayetsiz kudretin her şeye yeter. Sen hiçbir şekilde hiçbir
yardımcıya muhtaç değilsin. Ulûhiyetinde asla bir şerîkin yoktur. Zâtında ve sıfatlarında yarattıklarına asla benzemezsin. Dengin ve mislin yoktur ki ihata edilebilesin. Vehimler gayb perdelerinin ötesine geçemez ki azametine hudut çizilebilsin. Seni tanıma yolundaki himmetler ne kadar âlî olursa olsun Sen Zâtınla bir Mevcûd-u Meçhulsün. Akıllar Sana ulaşamaz. Basarlar ceberûtunun yüceliğine erişemez. Ulvî sıfatların mahlûkatın sıfatlarından çok yücedir. Zâkirler zikirleriyle Senin kibriya ve azametinin hakkını veremezler. Senin artmasını dilediğin artar, noksan kalmasını murad buyurduğun da hep noksan kalır. Senin âlemleri yaratmana ve nefislere can üflemene tanıklık yapan bir başkası yoktur. Diller Senin yüce sıfatlarını ifadeden, akıllar da marifetinin künhüne
ulaşmaktan aciz düşmüşlerdir ve düşerler. Allahım! Melik Sen, Cebbar Sen, Kuddûs Sen, Ezelî, Ebedî ve Sermedî yegâne Zât
Sen iken kim, nasıl Seni vasfedebilir! Gayblar Gaybı da yalnız Sensin. Teksin, şerikin yoktur. Yalnız Sen varsın; Senden başka ilah olamaz. Melekût deryalarına dalmak isteyen derin fikirler hep hayret yaşamış, hükümdarlar mehabetini müşahede edince iki büklüm olmuş, yüzler izzetin karşısında secdeye kapanmış, her şey Senin azametine râm olmuş, bütün varlık kudretine varlığını teslim etmiş, boyunlar huzurunda hudû ile eğilmiş, Senin ululuğunu anlatmaya çalışan lügatların mürekkebi tükenmiş ve sıfat-ı sübhaniyenin enginlik ve zenginliği karşısında düşünceler kendilerini kaybetmiştir. Her kim de (Senin Yüce Zâtın) hususunda tefekküre kalkışmışsa nazarı acizlik ve bitkinlik içinde, aklı donakalmış bir vaziyette ve fikri hayretler içinde geri dönmüştür, döner ve dönecektir.

Ya İlahî ve ya Rabbî! Huzurunda hamd ve şükür hislerimi bir kez daha ifade etmek
istiyorum. Çok, daimî, sürekli, peşi peşine, bitme tükenme bilmeyen, nezdine ulaşana kadar da tükenmesini ve eksilmesini istemediğim bütün hamd ü senalarım yalnız Sanadır. ”Dönüp giden geceler ve ağaran sabahlarda”, karada ve denizde, sabah ve akşam, öğlende ve ikindide, seher vakitlerinde, gecenin ve gündüzün her parçasında
lutfetmiş olduğun ikramlarından dolayı Sana şükürler olsun.

Allahım! Tevfîkinle beni muvaffak eyledin. Diğer mümin kullarınla beraber velayetine
alıp korudun. Bol lütufların ve akıp duran ihsanlarınla hep inayet eyledin. Her zaman muhafaza buyurdun ve hiçbir zaman takatimin üstünde yük yüklemedin. Ve bana hep ibadet ü taat yollarını gösterdin. Kendisinden başka bir ilah olmayan yegâne zât Sensin
Allahım. Sen her zaman her yerde hâzır ve nâzırsın. Her şeyi görürsün ve hiçbir şey Sana gizli kalmaz. En gizli ve en karanlık noktalarda olup bitenler de Sana ayandır. Bir şeyin olmasını murad buyurduğunda, “Ol” dersin ve o şey hemencecik oluverir.

Allahım! Hamd ü senalarımı; Senin, Zâtına olan ve gerçekten hamdeden kullarının hamd ve senâları, ululuğunu gönülden dile getirenlerin temcîdleri, büyüklüğünü yürekten haykıranların tekbirleri, bütün latîfeleriyle “Allah” diyenlerin tehlilleri, Senin
sonsuzluğun karşısında kendini hiç sayanların ta’zimleri ve bilerek, inanarak Seni tenzih edenlerin tesbihleri arasında say. Say ki Allahım, göz açıp kapayıncaya kadar hatta ondan daha az sürede tek başıma söylemeye çalıştıklarım, bütün hâlisâne hamd
edenlerin hamdi, bütün âriflerin takdisi, bütün tehlîl ve tesbihte bulunanların senâsı gibi nezdinde kıymetli olsun. Ve benim mahmud, mahbub ve veraların ötesindeki Rabbimin
şanına yaraşır bulunsun. Ne olur Allahım, ne olur! Dilimden dökülen azıcık hamd ü sena ifadelerine nezdinden bereket ihsan buyur.
Senin hakkın fazlasıyken üzerime ne kadar hafif yükler yükledin ve o kadarına bile ne kadar büyük mükâfatlar vaad ettin Allahım! Fazl u ihsanların çok, karşılığında beklediğin şükür ise benim apabileceğim kadar oldu. Ona da kat kat vaadlerde bulundun. Verdiğin rızıkları geniş ve bol tuttun, karşılığında ise kolay ve az bir şükür
istedin. Afv u afiyet verdin Allahım! Belaların kucağına bırakmadın bu aciz kulunu. Genişlik ve huzur ihsan ettin. Kulluk yükümü hafif tuttun fakat karşılığında öyle bir şeref ve paye ile ödüllendirdin ki, makamı ve vazifesi itibariyle nebîlerin en büyüğü, derecesi en yükseği, şefaat yetkisi en çok, yolu-yöntemi açısından en vâzıh olan Hazreti Muhammed’in ümmetinden eyledin. Senin salât ve selâmın O Nebîler Serveri’ne, tertemiz, dupduru ehline, kerîm ve ebrâr ashâbına ve bütün enbiya ve mürselîne olsun. Âmin!

Allahım! Bu çaresiz kulunu mağfiret buyur; zira onun günahlarını sadece Sen bağışlayabilirsin. O hata, ayıp, kusur ve günahları Senin affından başka silip süpürecekyoktur. Onları görmezden gelebilecek iyilik de yalnız Sana aittir. Ya Rab! Günlerimi,
gecelerimi, aylarımı ve senelerimi sadık yakînlerle doldur, doldur ki, iki dünyanın musibet ve hüzünleri o yakîn sayesinde hafiflesin. Yakînimi öyle artır ki Rabbim, Sana olan şevk u iştiyakım ve nezdindekilere rağbetim artsın. Bu bendeni mağfiret
buyurduğun ve yüce payelerle şereflendirdiğin kullarına dâhil et. İhsan ettiğin nimetlere şükürle gerilmeyi gönlüme duyur. Duyur ki Allahım, bunları yapacak biricik zât Sensin. Çünkü Vâhid, Ehad, Samed, Mübdi’, Refî’, Bedî’, Semî’ ve Alîm yalnız Sensin. Senin
dilediğinin olmasını engelleyecek hiçbir şey yoktur. Benim Rabbim de, bütün mevcudâtın Rabbi de Sensin. Gökleri ve yeri yaratan, hem gayb hem de şehadet âlemlerine muttali olan Yüceler Yücesi de yalnız ve sadece Sensin! Allahım! Senden hayırlı işlerde sebat, doğru yol üzerinde yürümede azm ü ikdam ve nimetlerine karşı şükür hissi diliyorum. Zalimlerin zulmünden, bâğîlerin(asilerin) taşkınlığından,
hasetçilerin hasedinden, komplocuların komplosundan, tuzak kuranların tuzağından, gadredenlerin gadrinden ve düşman şamatasından Sana sığınıyorum.

Allahım! Düşmanlık besleyenlere sadece Senin inayetinle karşı koyabilirim. Rabbim! Senden, Seni sevenlerin ve dostluğuna layık gördüğün kullarının dostluğunu
diliyorum. Saymaya güç yetiremediğim çeşit çeşit ve nihayetsiz ihsanlarından dolayı bir kez daha Sana hamd ediyorum Allahım! Kendisinden başka ilah olmayan yegâne zât Sensin. Cömertliğinle kuşattığın varlık bütünüyle Sana hamd ve şükrederler. Hükmüne
karşı koyacak hiçbir nesne ve hiçbir kimse yoktur. Saltanatında ve mülkünde kimse Sana karşı gelemez. Bütün mevcûdatın mâliki Sensin. Kullarınsa sadece Senin dilediğin kadarına mâlik olabilirler.

Allahım! Nimet veren, fazl u ihsanda bulunan, Kâdir, Kâhir, Muktedir ve Kuddûs olan, izzet ve ululuk ridasını, azamet ve kibriya izarını kuşanan, nur ve ziyayı Zâtına perde yapan ve mehabetinden dolayı karşısında huşû duyulan sadece Sensin. Minnet, saltanat, mülk ve cömertlik Senin şanındır. Kudret-i kâmile ve hikmet-i bâliğaya sahip
olan da yalnız Sensin. İnsanlığın en faziletlisi, Senin değişik güzelliklerle üstün kıldığın insanların hepsinin efendisi Hazreti Muhammed’e (aleyhissalâtü vesselâm) beni de ümmet eylediğin için Sana hamd ü senalar olsun. Allahım! Göz verip gördürdün; kulak verip duyurdun; sıhhat ve afiyet ihsan ettin; bütün uzuvlarımı da mükemmel bir şekilde yarattın. Bedenimde, ibadetlerime mâni
olacak bir noksanlık meydana getirmedin. Mükerrem bir sanat harikası olarak varlık sahasına çıkardın. Lütuf ve nimetlerinle donattın. Dahası birçok insana nasip olmayan ihsanlarla payelendirdin. Âyetlerini dinleyecek kulak, imanın kadr u kıymetini
anlayacak akıl, Senin kudretini görecek göz, azametinin marifetine erecek fuâd, tevhid ufkuna ulaşacak kalb verdin. Bu lütuflarından dolayı da Sana hamd ediyorum Allahım! Gönlüm, Sana şükür hisleriyle dolu ve üzerimdeki haklarına şahittir.

Ya Rab! Hiçbir canlı yok iken Sen Hayy olarak vardın. Bütün canlılar fenâ bulup gidince Senin varlığın yine Hayy olarak devam edecektir. Zira Senin hayatın Kendindendir. Rabbim, ihsanlarının kesildiğine hiçbir vakit şahit olmadım. Çünkü bu kuluna hep lütufkâr davrandın. Hep korudun, kolladın. Nimetlerin de her zaman akıp durdu.

Allahım! Sadece affına; tevhîd, temcîd ve tahmîdlerle ellerimi kaldırdığım zaman dualarımı kabul edişine; yarattığın zaman güzel yaratmana ve verdiğin rızıklara bile şükredecek olsam yine de şükür vazifemin hakkını veremem. Ya içinde yüzdüğüm büyük nimetlerin hakkını nasıl öder, onlara şükür borcumu nasıl yerine getiririm? Yine de elimden geldiğince, dilim döndüğünce Sana hamd ü senalar ediyorum. İlminin ihata ettiği, rahmetinin kuşattığı, kudretinin çepeçevre sardığı şeyler adedince, kullarının üzerine düşen şükür borcunun kat kat ötesinde Sana şükürler olsun Rabbim.

Allahım! Senden, ömrümün geçen kısmında beni değişik ihsanlarınla sevindirdiğin gibi, kalan kısmında o ihsanlarını tamamlamak suretiyle daha da sevindirmeni
diliyorum. Tekliğin, yüceliğin, büyüklüğün, kemâlin, azametin, nurun, re’fet ve rahmetin, ululuğun, eşsiz güzelliğin, cemâlin, celâlin, saltanatın, kudretin, ihsanların, lütufların, nebîn ve habîbin Hazreti Muhammed ve tertemiz yakınları yüzü suyu hürmetine beni nimetlerinden, fazlından, cemâl ve kerem tecellîlerinden mahrum
bırakma! Sen kullarına hep cömertçe muamele eder ve hep engin lütuflarda bulunursun. Onun için de Senin şanına başka değil sadece cömertlik yaraşır. Bahşettiğin nimetlere karşı yapılan şükür tembelliğinden, hamd ü sena eksikliğinden dolayı da ihsan
musluklarını asla kısmazsın. Zaten ne kadar çok lütufta bulunursan bulun, Senin hazinelerinden hiçbir şey eksilecek değildir. Sen Mâlikü’l-mülksün. Mülkün için hiçbir surette herhangi bir azalma ya da bitip tükenme söz konusu olmaz ki, Sen de kullarına
verdiğin nimetleri azaltasın.

Allahım! Senden mehâbet ve mehâfetin karşısında hep huşû ve hudû ile çarpan, her zaman tazarru ve yakarış hâlinde olan bir kalb; her uzvuyla sabrı yaşayan bir beden;
yakîn-i tamm; devamlı zikir ve hamd ile gürleyen bir lisan; güzel, helal ve bol rızık, faydalı ilim, amel-i salihle dolu, hayırlı, uzun bir ömür, kabul gören bir tevbe, yaş döken bir göz ve salih amel diliyorum.

Ya Rabbî! Berat fermanını almış biri gibi kendimi bütün bütün emniyet duygusuna salmama hiçbir zaman müsaade etme. Gönlüme ve dilime zikrini unutturma. Sıyanet örtünü üzerimden kaldırma. Rahmetinin gelip beni de sarıp sarmalayacağı hususunda
ümitsizliğe düşürme. Görüp gözetmenden ve yakınlığından beni mahrum etme. Ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyorum; beni onlara maruz bırakma. Hayatımın hiçbir zaman diliminde, rahmetin ve şefkatin hususunda ye’s gibi
bir çıkmaza düşmemem için hep elimden tut! Tut elimden Allahım, tut ki edemem Sensiz!

Yüce Allahım! Enîsim Sen ol ve beni, yalnızlık hissi de dâhil her türlü korkudan emin kıl! Belalardan, afetlerden, helake götürebilecek yollardan, dünyada ve ukbada gam, keder, hüzün ve tasa sebebi olabilecek bütün gâilelerden muhafaza buyur! Rabbim! Sen asla sözünden dönmez, vaad ettiklerine muhalif bir iş işlemezsin; ne olur, bize olan
vaadlerini de lutfet! Rahmeti, merhameti, re’feti ve şefkati sonsuz Allahım! Nezdindeki yerimi yücelt, derecelerimi artır ve beni seviyesiz insanlar gibi olmaktan koru! Mahrum bırakmayıp
lütufta bulunduğun, alçalmasına izin vermeyip yüksek mertebelere ulaştırdığın, güzelliklerini artırdığın, azabınla değil de merhametinle muamele ettiğin, hep nusretinle te’yîd buyurduğun, işlerinde fiyaskoya uğratmadığın, koruyup kolladığın ve yalnızlığa
terk etmediğin, hata, kusur ve günahlarını örttüğün, utanç sebebi olabilecek hallere düşürmediğin, hıfz u inayetinle desteklediğin ve kayıplar yaşamasına müsaade etmediğin bahtiyar kullarından eyle! Yüce Mevlâm! Bütün bunları Senden ve sadece Senden diliyor ve dileniyorum; zira Sen gücü her şeye yeten yegâne Kâdir-i Mutlaksın!
Ey celâl ve ikram sahibi Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e, tertemiz ehl-i beytine, ashâb-ı kirâmına da salât ve selâm eyle.

Ey gökleri ve arzı kabza-ı tasarrufunda bulunduran ve Yüce Kitab’ında, “Yerin üstüne düşmemesi için göğü O tutuyor. Gök ancak O’nun izniyle düşebilir.” ve “Bir şeyi dilediğinde O’nun buyruğu sadece “Ol!” demektir. O da hemen oluverir. Sübhan’dır,
münezzehtir. Her şey üzerinde hâkimiyet O’na aittir. Hepinizin dönüşü de O’na olacaktır.” ferman buyuran Rabbim! Hakkımda takdir buyurduğun ve inayetinle başlama imkânı bulduğum hayırlı işleri en güzel, en uygun ve en doğru şekilde tamamlamam için
bana yardım et! Sen buna kâdirsin ve recam odur ki, dualarıma icabet edersin.
Hamd ü senalar Âlemlerin Rabbi Allah’a, salât ü selâm da Fahr-i Kâinat Efendimiz Hazreti Muhammed’e, pırıl pırıl ehl-i beytine, tertemiz evlatlarına ve bütün ashâbına olsun. ”Allahuekber. Allahuekber. Allahuekber. Lâilâhe illallahu vallahu ekber ve
Allahuekber ve lillahi’l-hamd. (3 defa)”

Bir Yorum

  1. Assalamu aleykum
    Keşke Arapça duanın üzerine latin alfabeyle etiket yapmasaydınız:(
    Muska yapmak istiyordum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu