Münacaat-ı Şabaniye
Okuyan:Rabi’ Buksi
Dua Hakkında:İmam Ali(r.a) ve diğer Ehl-i Beyt İmamları’nın (r.a) Şaban ayında okudukları ve “Münacat-ı Şabaniye” diye meşhur olan bu münacat; bütün Ehl-i Beyt İmamları’na mensub yüce ve derin manalar içeren bir münacattır ve huzur-i kalp hâsıl olan her zamanda okunması iyidir.
Parça 1
Allah’ım! Rızkımı Sen vermezsen kim verir! Eğer bana, yardım etmez, yalnız bırakırsan, kim yardım eder!
Allah’ım! Gazabından ve azabından Sana sığınırım. Allah’ım! Ben rahmetine layık olmasam da, Sen geniş fazlın ve rahmetinle bana bağışta bulunmaya layıksın.
Allah’ım! Yalnız başıma (kıyamet kopmuşta) huzurunda durmuş gibiyim, Sana olan güzel tevekkülüm bana gölge etmiş, kerem ve ihsanına layık olanını yapmışsın ve affınla günahlarımı örtmüşsün.
Allah’ım! Beni bağışlarsan ne güzel, zaten bağışlamaya Senden daha layık olan kim var? Eğer ecelim gelip çatmış olurda amelim beni sana yaklaştırmamışsa, günahlarımı itiraf etmeyi affına vesile kılıyorum.
Allah’ım! Nefsime yönelmekle kendime zulmettim, eğer beni affetmezsen yazıklar olsun bana!
Allah’ım! Bu güne kadar ihsanını benden esirgemedin, ölümle başlayan hayatımda da kesme.
Allah’ım! Öldükten sonra bana olan hüsn-ü nazarından nasıl keserim ümidimi, oysa ki Sen hayatımda iyilikten başka bir şey yapmadın bana.
Allah’ım! Sana yakışır şekilde işlerimi yoluna koy ve cehalet bataklığına batmış bir günahkara kendi lütuf ve fazlın ile merhamet eyle.
Allah’ım! Dünyada bir çok günahlarımı gizli tuttun, ahirette onları gizli tutmana da muhtacım.
Allah’ım! Günahlarımı salih kullarına açmayarak lutfettin bana; öyle ise kıyamet günü bütün kulların karşısında rüsva etme beni.
Allah’ım! Bağışın arzumu çoğalttı; affın ise amelimden daha üstündür. Allah’ım! Kullarının arasında hükmettiğin gün, huzuruna çıkmakla beni bahtiyar eyle.
Allah’ım! Benim Senden özür dilemem, mazeretinin kabul olmasından müstağni (çaresiz) olmayan kimsenin özür dilemesidir. Öyleyse, ey günahkarların kendisinden özür dilediği en keremli zat, mazeretimi kabul buyur.
Allah’ım! Hacetimi reddetme, dileğimi boşa çıkarma, lütuf ve kereminden ümidimi kesme.
Allah’ım! Eğer aşağılığımı isteseydin beni hidayet etmezdin; eğer rezil olmamı irade etseydin beni kurtarmazdın.
Allah’ım! Senden isteyerek ömrümü tükettiğim ihtiyacımı reddedeceğini sanmıyorum.
Allah’ım! Hamd daima Sana’dır. Ezelden ebede. Artar eksilmez; sevdiğin ve razı olduğun gibi. Allah’ım! Eğer suçumdan ötürü beni alıkoyarsan; affına, günahlarımdan ötürü alıkoyduğunda; mağfiretine sarılırım. Eğer beni ateşe atar isen, “Seni seviyorum!” diye haykırırım cehennem ehline.
Allah’ım! Nasıl ayrılayım huzurundan, mahrum ve nasipsiz bir şekilde? Oysa ki lütfunla bağışlanmış ve kurtulmuş olarak geri döndürmeni güzelce ummaktayım.
Allah’ım! Ömrümü gaflet pisliğinde tükettim, gençliğimi de Senden uzak kalma sarhoşluğu ile geçirdim.
Allah’ım! Verdiğin nimetle mağrur olduğum ve gazabına doğru gittiğim günlerde gaflet uykusundan uyanamadım.
Allah’ım! Ben Senin kulunum ve kulunun oğluyum, huzurunda durmuş ve kereminle Sana tevessül etmiş bulunuyorum.
Allah’ım! Kulun olarak huzurunda, hayamın azlığından yaptığım kötü amellerimden sıyrılarak sana yöneliyorum ve Senden af talep ediyorum; çünkü af, Senin kerem ve lütfunun gereğidir.
Allah’ım! Beni muhabbetin için uyarmadan önce Sana isyan etmekten beni alıkoyacak bir gücüm yoktu. Muhabbet ışığın kalbimde parladıktan sonra ise nasıl olmamı istediysen öyle oldum; beni kerem ve lütfuna dahil ettiğinden ve kalbimi Senden gafil olma kirlerinden temizlendiğinden dolayı Sana şükrediyorum.
Allah’ım! Ey aldanandan uzak olmayan yakın! Ey mükafatını ümit edenden esirgemeyen cömert! Kendisini çağırdığında Sana icabet eden ve yardımınla amele sevk ettiğinde Sana itaat eden kimseye baktığın gibi bana bak.
Mabudum! İştiyakla Sana yaklaşan bir kalb, doğruluğu Sana yükselen bir dil ve değeri, Sana yaklaşmaya vesile olan bir bakış bağışla bana.
Allah’ım! Seninle tanınan, şöhretsiz; Sana sığınan, zelil ve kendisine teveccüh ettiğin kimsede başkalarına köle olmaz.
Allah’ım! Senin yoluna yönelen aydınlanır ve Sana sığınan korunur. Ey Mevlam ben Sana sığındım, rahmetine olan ümidimi kereminin güzelliğinden kesmedim.
Allah’ım! Eğer hatalarım beni, Senin yanında düşürüp zelil etmişse o halde beni, Sana olan hüsnü tevekkülümle affet. Sana gönül bağladığım için beni bağışla.
Allah’ım! Eğer günahlarım beni, lütfunun güzelliklerinden uzaklaştırmışsa, şüphesiz şefkatinin güzelliğine olan yâqiynim beni Sana kavuşmaya hazırlanmaktan beni uyutmuşsa, değerli nimetlerini tanımak beni uyandırmıştır.
Allah’ım! Eğer beni büyük azabın ateşe çekiyorsa, büyük mükafatında beni cennete doğru çekiyor.
Allah’ım! Öyleyse Senin rızana kavuşmak için istiyorum ve Sana yalvarıp niyaz ediyorum; Senden Muhammed ve Ehl-i Beyt’ine rahmet etmeni ve beni, daima Seni anan, ahdini bozmayan, Sana şükretmekten gafil olmayan ve emrini hafife almayan kimselerden kılmanı istiyorum.
Allah’ım! Seni tanımam, Senden gayrisinden yüz çevirmem için izzetinin güzel nuruna kavuştur beni; Ey celal ve ikram sahibi Allah.
Ve Allah, Resulü Muhammed (s.a.a)’e ve O’nun tertemiz Ehl-i Beyt’ine salat ve çokça selam eylesin.