Hülya mı acep? Yoksa kâbus mu bu rüya?
Eyvah! O Ne? Zulmette mi kaldın, Ayasofya?
Beş yüz sene tevhid ile inlerdi zeminin,
Hüsranla yazık arşa çıkar şimdi eninin.
Gözyaşı döker, kalb-i sema, ru-yi zeminler,
Hüznünle senin feza ağlayıp inler.
Sinen ki, acaiblerin esrarını saklar,
Ey Harika! Fatih sana, tarih sana ağlar.
Hançerledi imanını kimler, Ayasofya?
Ekdarına mahzun oluyor, gökte Süreyya.
Çek, Seyf-i muallanı, çıkıp aleme haykır,
Şahlan da harimindeki esnamı bütün kır!
İnkîlab’ın tecelli-i nuruna makes ol,
Feth-i mübin’in bölgede zuhuruna ses ol!
Kubbende melekler, yine saf saf dile gelsin,
Ey Mabed-i Nur, Bir koca tarihe bedelsin!
—
Ayat-ı mefahir dolu, mihrab ile kubben,
İmanlı diyarında esarette misin sen?
Ey Fatih-i Sani yetiş, imdada yetiş gel!
İslam yed-i beyzasına minnetle uzat el!
Cündullah’ın heybetinden küffar gelsin dize!
Tuğyana gelmiş habisler dökülsün denize!
İlahi ahkâmla, âlem bütün vecde gelsin!
Ey Manzume-i İslam, güneşten de güzelsin!
Kubben gibi matemli sema, gamlı bu dünya!
Heyhat… Bu ne matem ki büründün, Ayasofya?
Cünd-u Muhammedi geliyor, hüznün gidecek!
Feth-i mübinle ümmet yine bayram edecek!
Ey Hiss-i Bedi, yuttu semavatı eninim,
Hicranım’a dağ vurma, Yeter kalb-i hazinim.
Ey dünyaya gelen kişi
Tatlı tatlı gülen kişi
Gafletteyken ölen kişi
Saptırmasın seni şeytan
Bu dünyaya asla kanma
Gidişatına aldanma
Ateşi’ne sende yanma
Bu dünya’nın sonu viran
Dinini dünyaya satma
Derdine dertleri katma
Gaflet uykusunda yatma
Dalaletin sonu giran
İbret al sen şu dünyada
Seyran eyle, Süreyya’da
Hayır gelmez bu hülyada
Çok zevklerin sonu figan
Ey dünyaya daim dalmış
Çevresine korku salmış
Hangi insan baki kalmış
Zalimlerin sonu hüsran
Fani şeye bel bağlama
Dönüp dönüp hem ağlama
Yüreğini sen dağlama
Tefekkür et, eyle cevlan
Şu dünyaya nazar eyle
Nefsini sen azar eyle
Zikrini de hazar eyle
Şevke gelip, eyle seyran
Hevesata sen hiç uyma
Kendini takvadan soyma
Hiç yoktan ateşe koyma
Seni bekler şu kabristan
Ne kadar sen alsan da ün
Öleceksin elbet bir gün
Gireceğin yeri düşün
Dar gelmesin sana mekân
Kabir açık bizi bekler
Dayanmaz buna yürekler
Kadın, Çocuk, tüm erkekler
Ölecektir, yoktur güman…
Burası Bosna, Azerbaycan’dır
Parça parça doğrananlar candır
Burası Kosova, Türkistan’dır
Her yer vahşetgah’tır, kabristandır
Masum bedenleri kesilenler
Çığlıkları arşa yükselenler
Şu ocakları söndürülenler
Ölmeden mezarı eşilenler
Şu garip Mustazaflar insan’dır
Çaresiz kalmışlar Müslüman’dır
Çocuk, kadın, ihtiyar, insan’dır
Şu öksüz, yetimler Müslüman’dır
Burası Filistin’dir, Lübnan’dır…
Şu akan nehir, su değil, kan’dır
Burası Keşmir, Afganistan’dır.
Örtüler, kandan mamül fistan’dır
Şu organları koparılanlar
Evleri başına yıkılanlar
Ateşe atılıp yakılanlar
Ölümden ölüme atılanlar
Şu yerde sürünenler insandır
Boğazı kesilen Müslüman’dır
Cansız taş, toprak değil insandır
Uygarlık timsali Müslüman’dır
Halkı Hakk’a döndürmeye
Şirk fitnesin söndürmeye
Kıyamı hep sürdürmeye
Geleceğiz, Geleceğiz
İslam için savaşmaya
Tüm engelleri aşmaya
Cihad’la coşup taşmaya
Geleceğiz, Geleceğiz
Seherlerde uyanmaya
Rabbimizi hep anmaya
Cezbesiyle hem yanmaya
Geleceğiz, Geleceğiz
Mazlumları savunmaya
Şehadette bulunmaya
Hak’dan beşaret sunmaya
Geleceğiz, Geleceğiz
Kıyam için koşuşmaya
Yüce Rabb’e kavuşmaya
Cennetlerde uçuşmaya
Geleceğiz, Geleceğiz
Nur-u İnkîlab doğdu, şimşekler gibi çakıyor
Mazlum halklar bu güneşe, kucak açıp bakıyor
Ezel’den gelen zafer nehri, Ati’ye akıyor
Müminler bayram libası giyip, taçlar takıyor
İslam çağının ışıkları, artık beliriyor
Ölüme giden tağutlar, gittikçe deliriyor
Asr’a hak vurmaya koşuyor Nesl-i Cedid
Mümine çok yumuşak, küfre karşı gayet şedid
Müminler İslam’ı bütün gücüyle savunacak
Cihad’dan kaçışanlar cehennemle avunacak
Hak meşale yanacak, her yer huzurla dolacak
Karanlık dünya, İslam’la yine ümran olacak
Coşuyor Müslümanlar, zulme zincir vurulacak
Birleşik İslam Cumhuriyetleri kurulacak
Şehadet meşalesi her tarafta yıkılacak
Bu nurlu devlet, ebede kadar dimdik duracak
Tüm putları deviren
Arzı nura çeviren
Mümin kalplere giren
Lailahe illallah
Muvahhid’in imanı
Müşriklerin düşmanı
Çınlatır Asumanı
Lailahe illallah
Şeri devlet kuracak
Şirke darbe vuracak
Mazlumu kurtaracak
Lailahe illallah
Hakk’ın elmas kılıcı
Zalimden öç alıcı
Kalb’de daim kalıcı
Lailahe illallah
Şehadete yol açan
Âleme nurlar saçan
Şeytandır ondan kaçan
Lailahe illallah
Cihad ile yücelen
Şeri devletle gelen
Katı kalpleri delen
Lailahe illallah
Müminlerin ihlâsı
Tüm kalplerin cilası
Zikirlerin evlası
Lailahe illallah
Arş-ı alaya çıkan
Şirk düzenleri yıkan
Hakkı miras bırakan
Lailahe illallah
Âlemleri döndüren
Halıkına gönderen
Fitneleri söndüren
Lailahe illallah
Varlıkları yaratan
Tüm amelleri tartan
Müminleri nurlatan
Lailahe illallah
Şeriatın esası
O’dur Musa asası
İman’ın hülasası
Lailahe illallah
Zikrullah’ın alası
Hakk’ın nurlu kalası
Tüm sözlerin balası
Lailahe illallah
Faniye hiç göz atma
Gayya’ya senden batma
Derdine derdi katma
İlahi Ente Baki
O’dur her şeyde fail
Ömrünü etme zail
Rahmetten olma gafil
İlahi Ente Baki
Elbet odur meded-res
Biçare sen, sesin kes
Âlem bütün verir ders
İlahi Ente Kâfi
Gördüklerin Kader’den
Zavallı çık keder’den
Umma meded beşer’den
İlahi Ente Kâfi
Seyran eder bu adem
Esma’ya ayna âlem
Kalmaz ki ruh’da matem
İlahi Ente Baki
Dem vurma kîl-ü kalden
İbret al, Ehl-i halden
Doymaz gönül visalden
İlahi Ente Baki
Madem gelir Samed’den
Bağırma sende dertten
Kurul nefsanî benden
İlahi Ente Kâfi
Ondan gelen ne hoştur
Fikret’te ruhu coştur
Gayrisi cümle boştur
İlahi Ente Kâfi
Esbabı sil gönülden
Tevhide dal derinden
Hiç düşmesin dilinden
İlahi Ente Baki
Makam-ı şükrü bilsen
Deryayı fikre dal sen
Kimin bu suret? Ahsen…
İlahi Ente Baki
Hikmet eli yazanmış
Âlem bütün bezenmiş
Arif bunu sezenmiş
İlahi Ente Kâfi
Hikmetler ne hoşmuş
Âlem ilahi coşmuş
Senden gayrisi boşmuş
İlahi Ente Kâfi
Rahmet’el-lil Âlemin
Ol Muhammed-ül Emin
Yoluna can vermeye
Ezelden ettik yemin
Gönüllerin siracı
Kutlu olsun miracı
Biset-i Resul ile
Tatlılaştı tüm acı
Nur geldi, yüce Rab’dan
Kurtuldu çöl, serab’dan
Gül, Gülistan fışkırdı
Cezire’tül Arab’dan
Şems-i Hak tulu etti
Batıl yok olup gitti
Beşeri irşad edip
Allah’ın kulu etti
Hükm-ü Hakk’ı edadan
Ervah-ı Şüheda’dan
Nur doğdu gönlümüze
Seniyyet’ül Veda’dan
Kemal buldu dinimiz
Ehl-i Beyt madenimiz
Feda olsun hepsine
Ruhumuz, bedenimiz
Beşer huzura muhtaç
Enbiya bize Sertaç
Akl-ı Selim olana
Şeraittir tek ilaç
Gönül, Kevser’le kansın
Cihad aşkıyla yansın
Mahmur olan gözümüz
Şehadetle uyansın
Zulme karşı durmaya
Küfre darbe vurmaya
Ahd etmişiz ezelden
Şeri düzen kurmaya
Eshab gibi olmaya
Aşk-ı Hak’la dolmaya
Koşuşalım müminler
Vech-i Hakk’ı bulmaya
Hakk’a ümit bağlayana
Havfullah’tan ağlayana
Kevser gibi çağlayana
Selam Olsun, Selam Olsun
Cihada can atanlara
Zindanlarda yatanlara
Canın Hakk’a satanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Cihad için coşanlara
Şehadete koşanlara
Nurla dolup taşanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Yıldız gibi kayanlara
Ömrün tek tek sayanlara
Hak yola baş koyanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Münkerattan kaçanlara
Kalbin Hakk’a açanlara
Âleme nur saçanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Hakk’a gönül verenlere
Cennette gül derenlere
Kurb-u Hakk’a erenlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Kanla dolmuş topraklara
Cihad kokan yapraklara
Karib olan uzaklara
Selam Olsun, Selam Olsun
Hakk’a boyun eğenlere
Ruhu, Arş’a değenlere
Tek yol İslam diyenlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Kafkaslardan, Balkanlara
Bulanmış hep al kanlara
Kıyamlara kalkanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Tağutları reddedene
Ülkesinden def edene
Şeri devlet şart diyene
Selam Olsun, Selam Olsun
İntifada erlerine
Pak alınlı serlerine
Cihaddaki terlerine
Selam Olsun, Selam Olsun
Filistinli kardeşlere
Din-i Hak’la özdeşlere
Hizbullahi güneşlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Her dem kıyam edenlere
Hak davayı güdenlere
Cihad üzre gidenlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Vefa eden ahidlere
Hakk’a canlı şahidlere
Türkistanlı cahidlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Din için akan yaşlara
Mümtaz Şehid Ayyaş’lara
İntifadalı taşlara
Selam Olsun, Selam Olsun
İnkîlab’a bağlana
Aşkıyla hem, tam yanana
Nur-u Hak’la dağlanana
Selam Olsun, Selam Olsun
Selam Olsun 2
Hakk’a ümit bağlayana
Havfullah’tan ağlayana
Kevser gibi çağlayana
Selam Olsun, Selam Olsun
Cihada can atanlara
Zindanlarda yatanlara
Canın Hakk’a satanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Cihad için coşanlara
Şehadete koşanlara
Nurla dolup taşanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Yıldız gibi kayanlara
Ömrün tek tek sayanlara
Hak yola baş koyanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Münkerattan kaçanlara
Kalbin Hakk’a açanlara
Âleme nur saçanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Hakk’a gönül verenlere
Cennette gül derenlere
Kurb-u Hakk’a erenlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Kanla dolmuş topraklara
Cihad kokan yapraklara
Karib olan uzaklara
Selam Olsun, Selam Olsun
Hakk’a boyun eğenlere
Ruhu, Arş’a değenlere
Tek yol İslam diyenlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Kafkaslardan, Balkanlara
Bulanmış hep al kanlara
Kıyamlara kalkanlara
Selam Olsun, Selam Olsun
Tağutları reddedene
Ülkesinden def edene
Şeri devlet şart diyene
Selam Olsun, Selam Olsun
İntifada erlerine
Pak alınlı serlerine
Cihaddaki terlerine
Selam Olsun, Selam Olsun
Filistinli kardeşlere
Din-i Hak’la özdeşlere
Hizbullahi güneşlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Her dem kıyam edenlere
Hak davayı güdenlere
Cihad üzre gidenlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Vefa eden ahidlere
Hakk’a canlı şahidlere
Türkistanlı cahidlere
Selam Olsun, Selam Olsun
Din için akan yaşlara
Mümtaz Şehid Ayyaş’lara
İntifadalı taşlara
Selam Olsun, Selam Olsun
İnkîlab’a bağlana
Aşkıyla hem, tam yanana
Nur-u Hak’la dağlanana
Selam Olsun, Selam Olsun
Mük-ü Beka’dan şu dünyaya
Şehadete çıkmaya geldik
Gerek süvari, gerek yaya
Batılı yıkmaya geldik
Masiva’yı geri atmaya
Canı Hakk’a satmaya geldik
Şehadet zevkini tatmaya
Hakk’a güç katmaya geldik
Esmaya bakan gönülleri
Hakk’a kurban vermeye geldik
Şehadet kokan nur gülleri
Koklayıp dermeye geldik
Biz hilafeti üstlenmeye
Hakk’a şahid olmaya geldik
Feyz-i Kuran’la süslenmeye
Nuruyla, dolmaya geldik
Huzurullah’da hep durmaya
Aşkıyla hem yanmaya geldik
Muhammedi devlet kurmaya
Şevkiyle kanmaya geldik
Dengeleri ters döndürmeye
Zulme göğüs germeye geldik
Şirk ateşini söndürmeye
Vuslata ermeye geldik
Nur’dan meşaleler yakmaya
Cennet tacın takmaya geldik
Cemal-i Hakka hep bakmaya
Kevser’e akmaya geldik
Şehadet kaftanın biçmeye
Fani candan geçmeye geldik
Havz-ı Kevser’den su içmeye
Rıdvan’ı seçmeye geldik
.