Abdullahian: Komşularla ilişkileri geliştirmek, İran hükümetinin dış siyaset önceliği

İran İslam Cumhuriyeti ikili ve bölgesel sorunların çözümü için diyalog ve siyasi çözümlerin bulunmasına bağlıdır.
İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, stratejik istişare ortak komitesinin oturumu için Tahran’da bulunan Umman dışişleri bakanlığı diplomatik işlerden sorumlu yardımcısı Şeyh Halife el-Harisi ile dün yaptığı görüşmede bu konuya değinerek, komşularla ilişkileri geliştirmenin İran hükümetinin dış siyaset önceliklerinden olduğunu söyledi.
Emir Abdullahiyan ayrıca İran komşuları arasında Umman’ın özel konumuna işaretle, iki ülkenin karşılıklı dostane ilişkileri düzeyinde ticaret hacmini yükseltmek için çalışıldığının altını önemle çizdi.
Umman her zaman bölge gelişmelerinde arabuluculuk yapmak ve gergin ortamları sakinleştirmek, ayrıca İslam cumhuriyeti ile koordinasyon sağlamak konusunda aktif rol üstlenmiştir ve bu konu İran açısından büyük önem taşıyor.
Deniz güvenliği konusunda Umman Denizi, Hürmüz Boğazı ve ayrıca Yemen meselesi ve bölgede yaşanan diğer önemli konularda İran ve Umman arasında olumlu ve pozitif koordinasyonlar sağlanmıştır. Bu kriterlere göre İran Dışişleri Bakanı ayrıca başta İran ve Umman olmak üzere bölgenin tüm ülkelerinin çabaları ile Yemen krizine son vermek için gerekli ortamın sağlanmasını umut etti. Umman dışişleri bakanlığı yardımcısı da Yemen krizinin bir an önce sona ermesini umut ederek, ülkesinin barış önerileri ve bölgedeki sorunların hafifletilmesi için müzakereleri olumlu karşıladığını ve desteklediğini söyledi.
İran İslam Cumhuriyetine göre bölgede sürdürülebilir güvenlik ve kalkınmaya ulaşmak ancak komşular arasında toplu işbirliği ve ortaklığı ile gerçekleşebilir. Bu açıdan İran’ın bölgesel siyasetini 3 hedef ekseninde yorumlanabilir:
Birinci hedef; bölgede kalıcı güvenliğe vurgu yapılması ve bölgede istikrarı bozan akımların reddedilmesinin altını çizmek.
İkinci hedef; bölgedeki güvensizliği gidermek için olumlu eylem ve bölge ve komşu ülkeler arasında yapıcı ve dostane ilişkilerde güven oluşturmak.
Üçüncü hedef ise; bölge ülkelerinin işbirliği ile bölgesel çatışmaları ve savaşları sona erdirmek hedefi ile ortak güvenlik çözümleri oluşturmak için yapıcı bakış açıları sağlamak.
Tecrübelerin de gösterdiği gibi toplu çıkarlar her zaman işbirliği ve anlaşma çerçevesinde gerçekleşebilir. Düşmanlık ve kavga ile gerginlikler bölge ülkeleri arasında devam eder ve hatta kalıcılaşır ve bu da sadece yabancılar ve müdahalecilerin yararınadır. Bu konunun önemi ancak bölgedeki güvensizlik faktörlerinin tanınmasında ortak bir anlayışa varıldığında ortaya çıkar.
İran ve Umman, yeni uluslararası bağlamda bölgesel meselelere ilişkin diyalog ve istişarenin bölge ülkeleri arasında anlayış oluşturmaya yardımcı olabileceği konusunda hemfikir. Maalesef bazı bölgesel aktörler, saldırgan politikalarını sürdürmekte ısrar ederek bölgede güvensizlik ve istikrarsızlığa neden olmuştur.
ABD ve Siyonist çevreler ile bazı Avrupa ülkelerinin İran’ın bölgesel rolü ve savunma yetenekleriyle ilgili propaganda çalışmaları da, Amerika’nın yaptırımlarını iptal etmek için Viyana’da devam eden müzakerelerin ilerleyerek sonuca ulaşabileceği bir dönemde aynı hedefle sürüyor.
Fakat İran İslam Cumhuriyeti dış politikasında ise istikrar ve güvenlik ve komşularıyla en iyi ilişkilere sahip olmak istiyor. İran’ın İran ile komşuları arasındaki iyi ilişkilere ilaveten ekonomik ilişikler bölgede toplu güvenliğin sağlanması açısından stratejik öneme sahiptir. Bu gibi ilişkiler komşular arasında yatırım, ticari ve ekonomik kapasitelerin takası için ortam hazırlar ve bu da tabi ki bölgede tüm ülkelerin yararınadır.
Bölgede müdahaleci ve sabotajcı unsurlar İran ve komşular arasındaki iyi ilişkilerin sonucu, yabancı unsurlara ihtiyaç duyulmadan bölgesel güvenliğin güçlenmesi ve ikili ve ya çoklu ilişkilerin tüm alanlarda gelişme olacağının farkındalar. İran’ın bölgede güvenlik konusundaki siyasi toplu güvenlik doktrinine dayalıdır ve buna esasen İran bölgede güvensizliğin tüm tarafların zararına olduğuna inanıyor.
Bölgede mevcut şartlar ihtilafları gidermek için diyaloğun, gerginlik ve hasmane tutumların yerini alması gerektiğini icap ediyor.