
Günübirlik Bağdat Zirvesi, Fransa, İran, Mısır, Suudi Arabistan, Türkiye, Katar, Ürdün, Kuveyt ve BAE dahil 9 ülkenin katılımıyla 28 ağustos tarihinde düzenlendi.
Bu zirve hakkında üzerinde durulması ve irdelenmesi gereken birkaç önemli nokta ve konu bulunmakta.
Birincisi, Bu zirve, ekonomik yardım ve yatırım cezbetmek amacıyla Bağdat’ta düzenlendi, ancak Bağdat Zirvesi’nde bu hedefin tahukkuk bulduğu düşünülümüyor, çünkü katılımcılar bu bağlamda herhangi bir açıklamada bulunmadılar ver herhangi bir söz vermediler. Zirve’nin ardından bazı Iraklı uzmanlar, bu toplantının ülke için ekonomik kazanımları olmayacağını dile getirdiler.
İkincisi, bu zirvenin en önemli amacının Başbakan Mustafa el Kazımi’nin güç gösterisi yapmak için olduğu düşünülüyor. Kazımi, Irak içinde kendisine desteği arttırmak için yoğun çaba sarf ederek ekim seçimlerinden sonra yeniden başbakan olmaya çalışıyor. Bilindiği üzere Bağdat Zirvesi, Irak’taki genel seçimlere 40 gün kala düzenlendi. El Kazımi, bu zirve vesilesiyle, başka ülkeler tarafından desteklendiğini göstermeye çalıştı. Aslında Bağdat Zirvesi, el Kazımi’nin siyasi prestijini güçlendirme doğrultusundaydı.
Üçüncüsü, Bağdat Zirvesi, Irak’ın kendi bölgesel rolünü yeniden canlandırmak ve güçlendirmek niyetinde olduğunu gösteriyor. Bu zirve ve diğer benzeri toplantılar, Irak’tan bölgesel gerilim ve anlaşmazlıkları azaltmaya çalışan ve ülkelerin arasını bulan bir ülke olduğu görüntüsü vermekte.
Bağdat Zirvesi çerçevesinde Katar Emiri ve BAE Başbakanı ve de Mısır ve Katar Emiri birbirleriyle kendi aralarında bir takım anlaşmazlıklara rağmen görüştüler. El Kazımi, bu tür toplantılara evsahipliği yapmak suretiyle, Irak’ı bölgesel diyalog merkezi haline getirmeye çalışıyor. Bu doğrultuda tüm katılımcılar Irak’ın girişimini takdir ettiler.
Dördüncüsü, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Bağdat Zirvesi’ne katılmasıyla ilgilidir. Macron Bağdat Zirvesi’ne katılan tek Batılı yetkiliydi. Macron’un zirveye katılması, Paris’in Batı Asya bölgesindeki rolü ve konumunu yeniden canlandırmaya çalıştığını gösteriyor. Macron geçtiğimiz yıl da, Beyrut patlamasının ardından iki kez Lübnan’a gelerek, Lübnan krizinin hafifletilmesi için plan bile sundu.
Beşinci konu ise, Bağdat Zirvesi’ne katılan tarafların bölge ülkelerinin birbirine daha fazla güvenip, diyalog yoluyla anlaşmazlıkları hafifletmelerine ilişkin yaptıkları vurgu ile ilgilidir. Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Suriye’nin davet edilmesinin anlaşmazlığa yol açtığı ve zirveye katılan bazı ülkelerin Suriye’nin katılmasına karşı oldukları için davetin yapılmadığını ifade ederken Arap Birliği Genel Sekreteri ise, Bağdat Zirvesi ve bu gibi toplantıların Batı Asya’da bölgeselciliği güçlendirebileceğini ve bunun önemli ,bir konu olduğunu kaydetti.
İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan da Bağdat Zirvesi’ndeki konuşmasında ve katılımcı ülkelerin yetkilileri ile ikili görüşmelerinde yaptığı açıklamalarında, bölge ülkelerinin katılımıyla bölge sorunlarının çözüme kavuşturulması ve Müslüman ve bölge ülkeleri arasında işbirliğinin güçlendirilmesine vurgu yaparak, yabancı ülkelerin varlığının bölgede barış, istikrar ve güvenliğe katkı sağlamadığını ifade etti.