
Lübnan Hizbullah’ının Genel Sekreteri, hareketin silahsızlandırılması fikrini reddederek, kimsenin buna izin vermeyeceğini söyledi.
Cuma günü canlı televizyonda konuşan Şeyh Naim Kasım, Hizbullah’ın silahlarının yalnızca İsrail saldırganlığına karşı koymaya yönelik olduğunu söyledi ve direnişin silahlarının Lübnan’da istikrarsızlaştırıcı bir faktör olduğu iddialarını kesin bir dille yalanladı.
Hizbullah lideri, direnişin silahsızlandırılmasını, özellikle de zor yoluyla yapılmasını isteyenlerin, İsrail rejiminin gündemine hizmet ettiğini söyledi.
“Amaçları direnişle ordu arasında bölünme yaratmak” diyen Şeyh Kasım, “Böyle bir bölünme olmayacak” diye vurguladı.
“Kimsenin Hizbullah’ı veya direnişi silahsızlandırmasına izin vermeyeceğiz. Bu düşünceyi kelime dağarcığınızdan silmelisiniz.”
Şeyh Kasım ayrıca İsrail rejimine sert bir uyarıda bulunarak, Tel Aviv’in örgütle imzaladığı ateşkesi ihlal etmesi durumunda Lübnan direniş hareketinin elinde çok sayıda seçenek bulunduğunu belirtti.
“Seçeneklerimiz var ve hiçbir şeyden korkmuyoruz. Eğer ısrar ederseniz, doğru zamanda ne yapmaya karar verdiğimizi göreceksiniz,” diye vurguladı direniş lideri.
“Bizim zayıf olduğumuzu düşünen varsa kendini kandırıyor” diye ekledi.
Açıklama, rejimin, Tel Aviv’in Lübnan’a karşı bir yıldan fazla süredir yaklaşık 4 bin kişinin hayatına mal olan ölümcül tırmanışını sona erdirmeyi amaçlayan geçen yılın sonlarında imzalanan ateşkes anlaşmasını her gün ihlal etmesinin ardından geldi.
Şeyh Kasım, rejimin Lübnan’ın egemenliğini ve direnişin varlığını baltalama çabalarının kararlı bir misillemeyle karşı karşıya kalacağını vurguladı.
Hizbullah’ın gücü ve Lübnan ulusal ordusu ve halkıyla birliğinin, rejimin hedeflerine ulaşamayacağının garantisi olduğunu vurguladı.
“İşgale, konumumuzun gücü, ulusal birlik, ordunun inşası ve direnişin hazırlığıyla karşı koyuyoruz. Teslim olmayacağız ve asla teslim olmadık,” diye belirtti direniş lideri. “Direniş var olduğu sürece -ve olmaya devam edecek- ulusal ordu, Lübnan halkı ve destekçileriyle birlikte, İsrail asla hedeflerine ulaşamayacaktır.”
Şeyh Kasım ayrıca İsrail rejiminin Hizbullah’ın “silahsızlandırılması” konusundaki devam eden söylemini kınayarak, bunun Lübnan’ı zayıflatmak ve Tel Aviv’in yayılmacı hedeflerini ilerletmek için ince örtülü bir girişim olduğunu söyledi.
“İsrail yayılmacıdır; işgal ettiği Filistin’le yetinmiyor, Lübnan’ı da ele geçirmek istiyor” diye konuştu.
Hizbullah lideri, Lübnan’daki direnişin İsrail işgali ve saldırganlığına karşı koyma zorunluluğundan doğduğunu hatırlatarak, “Direniş işgale bir yanıttır ve eğer Lübnan devleti kendi topraklarını ve vatandaşlarını tek başına koruyamıyorsa, o zaman direnişin var olması doğaldır” dedi.
Direniş lideri, Hizbullah’ın onlarca yıllık geçmişine değinerek, hareketin kayda değer başarılarının Lübnan’ı İsrail saldırganlığından korumada önemli olduğunu söyledi.
“Lübnan’daki direnişin gücü, son 40 yılda elde ettiği büyük ve etkili başarılarında yatıyor” diyen Obama, hareketin kalıcı kararlılığının İsrail’in hedeflerine ulaşmasını engellediğini kaydetti.
Grup, 2000 ve 2006 yıllarında İsrail’e karşı yürütülen savaşlarda silahlarını etkili bir şekilde kullanmış ve rejimi her iki seferde de aşağılayıcı bir geri çekilmeye zorlamıştır.
Ekim 2023’te başlayan ve bir yıldan fazla süren yoğun İsrail saldırıları boyunca hareket, işgal altındaki Filistin topraklarına karşı yüzlerce misilleme saldırısını başarıyla gerçekleştirmenin yanı sıra, çok sayıda İsrail askeri müdahalesini de engelledi.
Şeyh Kasım, direnişin misilleme operasyonlarıyla ateşkes anlaşmasının güvence altına alınmasında etkili olduğunu belirterek, rejimin saldırganlığının Hizbullah’ın kararlılığı olmadan durmayacağını söyledi.
“Bu dayanıklılık olmasaydı, anlaşma olmazdı ve İsrail saldırganlığını sürdürürdü” diye kaydetti.
Direniş yetkilisi ise İsrail rejiminin en sadık müttefiki olan ABD’yi “en büyük kötülük” olarak niteledi.
ABD’yi “İsrail’in kanserli büyümesinin sponsoru ve ortadan kaldırılması gereken bir ülke” olarak niteledi.
Şeyh Kasım ayrıca Lübnan’ın Amerikan vesayeti altına giremeyeceğinin altını çizerek, Washington’un Lübnan halkının bağımsızlık iradesine saygı göstermesi ve işlerine karışmaktan kaçınması gerektiğini söyledi.
Yetkilinin açıklamaları, üst üste gelen Amerikan yönetimlerinin ve Washington’un müttefiklerinin, Beyrut’a Hizbullah’ı dışlama yönünde baskı yapma çabalarına ilişkindi.