
ABD ve bölgesel ortaklarının önderliğindeki Batı bloğunun, İran’da son dönemde yaşanan isyan ve karışıklıklara doğrudan müdahil olan isyancılara ve her türlü terörist ve ayrılıkçı gruplara yönelik tam desteği, hibrit bir savaş çerçevesindedir ve İslami İran’a karşı Batı ve müttefiklerinin toplu bir savaşı sayılır.
Bu hibrit savaşta Batılılar, siber yetenekler de dahil olmak üzere güçlerinin tüm unsurlarını ve bileşenlerini kullandılar ve İran İslam Cumhuriyeti’ne karşı büyük bir siber savaş başlattılar.
İran’ın sivil savunma teşkilatı başkanı General Gulamrıza Celali ise, İran’ın mevcut durumda iki tür tehditle karşı karşıya olduğunu söylüyor. Biri düşmanların hibrit siber tehditleri ve diğerinin de isyanlarda ve kaoslarda bilişsel tehditler olduğunu vurguladı.
Amerika ve Siyonist rejim gibi ortakları dünyadaki birçok siber saldırının sorumlusudur. Amerikalılar ne zaman diğer ülkelere karşı bir siber saldırı gerçekleştirse bunu haklı ve meşru göstermeye de çalışıyor, diğer rakip veya düşman ülkelerin benzer bir eylemini ise saldırganlık ve taciz olarak kabul ediyor.
Aslında, Batı’nın İran’a yönelik tehditlerinin ve siber savaşının özel bir geçmişi de bulunmaktadır. Bunun en net örneği, 2010 yılında ABD ve Siyonist rejim tarafından İran’ın nükleer tesislerine yönelik “Stuxnet” kötü amaçlı yazılımıyla yapılan saldırıdır. Ancak mevcuttaki siber saldırıların failleri, İran’daki isyanları ve sözde protestoları desteklediğini iddia ediyor ve kamu ve devlet kurumları ile medya ve haber ajanslarının yanı sıra ülkenin kritik merkezlerini hacklemeye çalışarak bilgi çalmak ve veri merkezlerini yok etmek için sabotaja sebebiyet veren çeşitli hacker gruplarıdır.
Temel olarak hacker saldırıları da dahil olmak üzere çoğu siber saldırılar, genelde hassas bilgilerin elde edilmesi, tesislerde sabotaj yapılması, belgelerin ele geçirilmesi, kurum ve kuruluşların devre dışı bırakılması için amaçlanmaktadır.
İran’a yönelik bu siber savaşın son örneği, “Black Reward” olarak bilinen bir hacker grubunun, Fars Haber Ajansı’na siber saldırısıydı. Bu saldırı bu haber ajansının tam veri tabanını hacklemek ve çeşitli bilgilere erişmek amacıyla gerçekleştirildi. İsyancıları desteklemek için bunun yapıldığı iddia edilse de, ancak boyutu ve bu eylemden yararlanan Washington ve Tel Aviv gibi yabancı taraflar dikkate alındığında, bu siber saldırının Batılı istihbarat ve casusluk teşkilatlarına bağımlılığı kesin olarak görülmektedir.
Ayrıca “Anonimous” olarak bilinen başka bir hacker grubu da son isyanlardan sonra İran’a yönelik birçok siber saldırı gerçekleştirmiştir ve bu yıkıcı eylemler, ABD ve Siyonist rejimin İran İslam Cumhuriyeti’ni zayıflatma genel hedefi ile tam olarak örtüşmektedir. Bu saldırılar ayrıca halkın günlük hayatında sıkıntı ve engel yaratma ve memnuniyetsizliğe yol açma hedefi doğrultusundadır.
Bu hacker grubunun eylemleri arasında, İran’daki huzursuzluğu desteklediği iddiasıyla 2022 Ekim ayının ortalarında Tahran’daki 407 güvenlik kamerasını devre dışı bırakma iddiası da vardı. İran’daki mevcut protestoların başlangıcından bu yana, bu bilgisayar korsanı grubu, hükümetin web sitelerine karşı kapsamlı siber saldırılar düzenledi ve petrol, ekonomi ve maliye ile kültür ve İslami İrşad bakanlıklarının web sitelerini hackledi. İran’a karşı siber savaşın ileri cephesinde adımlar attı.
Ancak birçok durumda İran, düşmanın çeşitli biçimlerde gerçekleşen siber saldırılarıyla başa çıkabilmiştir. İran’ın sivil savunma başkanı General Celali, karışıklıkların başlangıcından bu yana çeşitli alanlardaki siber saldırıları etkisiz hale getirdiklerini ve karşılık verdiklerini belirterek şunları söyledi: “Geçtiğimiz 40 gün içinde, ülkeye yönelik eşi benzeri görülmemiş siber saldırılara tanık olduk. Düşman tüm imkanlarını kullanarak ülke için ciddi sorunlar yaratmaya çalışıyor. Ancak amacına ulaşamamış durumda. “