İslami Davet – KADİR GECESİ VE KÜDÜS GÜNÜ DOLAYISIYLA
Sayı 4 - Davet Dergisi - Nisan 1990

Ey dünya müslümanları ve mustaz’afları! Kıyam edin, ayaklanın, mukadderatınıza sahip olun. Ne zamana kadar mukadderatınızı Washington ve Moskova tayin edecek? Ne zamana kadar Kudüs’ünüz Amerika ve gasıp İsrail artıklarının çizmesi altında çiğnenecek?. Ne zamana kadar Kudüs, Filistin ve Lübnan toprakları ile o bölgedeki zulme uğramış müslümanlar, canilerin sultası altında bulunacaklar ve siz de seyirci kalacaksınız?!..
Bismillahirrahmanirrahim.
Mübarek Ramazan ayının son cumas: “Kudüs Günüdür. Mübarek Ramazan ayının son 10 gecesi büyük bir ihtimalle Kadir Gecesidir. Kadir Gecesini Allah (c.c.)’ye ibadetle geçirmek, ihya etmek, ilahi sünnetir. Kadir Gecesi bin aydan daha faziletlidir. Halk mukadderatı Kadir Gecesi tayin edilir. Kadir Gecesinin yanında, Kudüs Günü de müslümanlar arasın da ihya edilmelidir, değerlendirilmelidir. Kudüs Günü müslümanların uyanıp şuurlanmalarının menseidir. Müslümanlar tarih boyunca özellikle son asırlardaki gafletten sıyrılmalıdır. Dünyanın süper kuvvetlerin den ve münafıklarından daha şuurlu olmalıdırlar. Dünya müslümanlan kendi mukadderatını kendi elle-ri ve kudretleriyle hazırlamalıdır.
Müslümanlar Kadir Gecesini, Allahdan başka kimseye kul olmamak, sadece Allah Tebarek ve Tea-laya kulluk etmek için uyumayıp yalvarmalıdırlar. Mübarek ilahi ayın son Cuması olan Kudüs Günü, dünya müslümanları, Büyük Şeytanların ve Süper-güçlerin esaret kulluğundan kurtulup Allah’ın bitmez keremine kudretine bağlanmali ve tarihin canilerinin ellerini muztaz’af ülkelerden kesmeli ve tamahlarını silip atmalıdır.
Ey Dünya müslümanları ve mustaz’afları Kıyam edin, ayaklanin, mukadderatiniza sahip olun, Ne za mana kadar mukadderatinizi Washington ve Moskova tayin edecek? Ne zamana kadar Kudus ünüz Amerika ve gasıp İsrail artıklarının çizmesi altında çiğnenecek?. Ne zamana kadar Kudüs, Filistin ve Lübnan toprakları ile o bölgedeki zulme uğramış müslümanlar, canilerin sultası altında bulunacaklar ve siz de seyirci kalacaksınız?!.. Sizlere başkanlık edenlerden bazıları ne zamana kadar onların yaşaması ve bekası için yardımlarda bulunacaklar?. Dünyada aşağı yukarı bir milyar müslüman ve yüz milyon civarında Arap (ki, geniş çaptaki ülkelerinde sonsuz yeraltı ve yerüstü kaynaklara sahiptirler) ne zamana kadar Batı ve Doğunun ve onların artık-larının yağmacılıklarına, zulmüne, insanlık dışı katliamlarına şahid olacaklar? Ne zamana kadar Afganlı ve Lübnanlı kardeşlere reva görülen korkunç cinayetlere tahammül edip onların nidalarını, seslerini ce-vapsız bırakacaksınız?
İslam düşmanlarına karşı koymak ve Kudüsü kurtarmak için ne zamana kadar Allahın kudretinden, silah ve askeri güçten gaflette bulunup. Süper-kuvvetlerle siyasi temaslarda bulunup uzlaşmakla vakit kaybederek Israilin cinayetler işlemesine fırsat vereceksiniz, ve onun katliamlarına şahid olacaksınız?. Halkı müslüman olan ülke başkanları, tarihin kudretli politikacılan ve canileriyle siyasi müzakerelerde bulunmakla, Kudüs, Filistin ve Lübnanın kurtarılamayacağını bimiyorlar mi? Her geçen gün onların cinayetleri ve zulümleri artıyor. Kudüsün kurtuluşu için iman ve İslam gücüne dayanan silahlardan faydalanılmalı ve Süper-kuvvetleri razı etmek için uzlaşma kokan siyasi oyunlara son verilmelidir.
Müslümanlar, özellikle Filistin ve Lübnan halkları, siyasi manevralarla vakit kaybedenleri ikaz etmelidirler, mazlum milletlerin zarar ve ziyanına sebep ola-cak siyasi oyunları kabul etmemelidirler.
Ne zamana kadar Doğu ve Batının efsaneleştirilmiş yalanları güçlü müslümanlan sihirleyecek, ve onlann kof ve boş propagandaları ne zamana kadar korku salan propagandalar addedilecektir?. Ne zamana kadar müslümanlar İslamın dev gücünden gafil bulunacak-lardır? O müslümanlar ki, savaş silahından yoksun, eli boş fakat iman dolu bir kalple bazı zamanlar Allahu Ekber nidalarıyla, yarım asır zarfında, dünyada hay-ret verici fetihler kaydederek büyük değişikliklere ve sile oldular. İslamın ve Tevhidin o çağın kudretler dolu dünyasında, temelini attılar. Tarihe kaydedilen o büyük zaferler ve gelişmeler eğer bugün, müslümanların bakışlanından uzak ise, Asr Saadet askerlerinin hedeflerini izleyen, Iran kahraman milletinin (ki, silahı sadece imanıydı) tahakkuk ettirdiği zafer, gözleriniz önündedir. Dünya ve müslümanlar gördüler ki, gayretli İran halkı, silahsız ve eli boş olarak çağın Süper güçleri ile içteki ve dıştaki bağımlılarına karşı ayak-landılar ve bütün müşkillere rağmen, muhteşem İslam İnkılabını yıldırım hızıyla tahakkuk ettirdiler. Tarihin bütün canilerinin ellerini değerli ülkelerinden kestiler. Amerikalıların, solcu ve sağcı gruplann düzenledikleri bütün komploları, iman ve akide dolu kalbleriyle ard arda etkisiz bıraktılar, Kadın, erkek, küçük ve büyük mertçe sahneye çıkarak ülkelerinin mukadderatını, kendi güçlü elleriyle belirlediler.
Bugün Allah Tebarek ve Tealanın isteğiyle İslam Cumhuriyetinin bütün organları, İslam mektebine (ekolüne) ve Islam Cumhuriyetine inananların elinde bulunuyor. Fitnecilerle entrikacılar sahneden Çıkarilmıştır. Bugün İran, Amerika, siyonizm ve Islam İnkılabının şamarını yiyenlerin, dıştaki propaganda-larına rağmen, yapıcılık ve islahata doğru ilerlemek-tedir. İşte bu, Islam ülkelerine ve dünya mustaz aflarına bir ibret dersidir, yeter ki, İslami güçlerine vakıf olsunlar. Batının, Doğunun ve onlara bağımlılar ile artıklarının naralarından korkmamalıdırlar. Allaha güvenip İslam ve iman kudretine dayanarak kıyam etmeli dirler. Ülkelerinden canilerin ellerini kesmelidirler. Kudüsün ve Filistinin kurtuluşunu, bütün programlarının başına almalıdırlar. Siyonizm ve Amerikan artıklarının sultasında bulunmanın utanç lekesini üzerlerinden atmalıdırlar. Kudüs Gününü yaşat-malıdırlar ve Kudüs Gününü değerlendirmekle, mevcut umursamazlıkların ve gafletlerin zail olacağı ümit edilmektedir. Necip halkların kıyamı ile; bazı hain ülke başkanlarının ki, müslümanların ve İslamın mu-halefetine rağmen Israil ile el ele vererek Amerikanın emriyle, müslümanların çıkarlarıyla bağdaşmayan hareketlerde bulunarak cinayetler dolu iğrenç siyasi hayatlarını sürdürmek peşinde olanlan sahneden çıkarıp tarihin mezarlığına gömmelidirler.
İsrail ve Saddam gibi kafirler arasındaki savaşta, kafirler lehine hareketlerde bulunup Islama ve müslümanlara darbe vurmakla meşgul olan ve halkı müslüman ülke lerin başkanlığını gasbeden gasıblar, sahneden çıkarılmalķ ve müslümanlara hükmetmekten el çektirilmelidir. Mısır, irak ve münafıkların sultası altında bulunan diğer necib müslüman halklar kıyam etmek-tedir. Bu cani başkanlar müslüman diye cilvelendir-meye kalkışan tasit borazanları dinlememelidirler. O hainlerin sözde kuvvetlerinden korkmamalıdırlar. Amerikan uşağı Eflaki Saddamın, İslam ve müslümanlann hayrındam başka bir şey düşünmeyen Irana saldırdığına müslümanlar ve dünya halkı tanık oldu. Fakat Saddamın başı öyle bir taşa çarptı ki, Batılı ülke başkanlarına ve İsraile sığınmakla, kendini kesin devrilmekten kurtarmaları için feryad ediyor. Iran halkı ve kahraman Silahlı Kuvvetleri, Saddam ile onun can yoldaşlarına öyle darbeler indirdi ki, devrilmekten ve kaçmaktan başka çaresi kalmamıştır. Siyonizmin propaganda borazanlarının haykırdığı aptalca hileler de Saddama bir çözüm yolu getirmeye-cektir. İran halkı, Hükümeti, İslami Şura Meclisi, Ordu ve diğer silahlı kuvvetlerinin sağladıkları sarsılmaz.
İslami birlik ve ilahi dayanışma ile, her şeytani kudre-tin ve insan haklarına saldıranların karşısında dura-cak mazlumları müdafaa edecek, Kudüs ve Filistin, müslümanların malı oluncaya kadar değerli Lübnan ve Kudüsü destekleyecektir.
Dünya müslümanları Kudüs Gününün bütün müslümanların ve mustaz’aflarının günü olduğunu bilmelidirler. Bu hassas nokta-dan, müstekbirlere ve kan emenlere karşı çıkmalıdır lar.
Mazlumları güçlülerin zulmünden kurtarıncaya kadar mücadeleyi bırakmamalıdırlar. Dünya nüfuzu-nun ekseriyetini teşkil eden mustaz’aflar, emin olma lıdırlar ki, Allah Tebarek ve Tealanın vådi yakındır. Ve müstekbirlerin uğursuz yıldızı giderek batacaktır.
Değerli İran halkı, bacılarım ve kardeşlerim! Ken-di çapında eşine az rastlanan Iran İslam İnkılabının büyük değerlere sahip olduğunu bilmektedirler. İşte bu değer, Inkilabın mektebi ve İslami olmasıdır. Büyük peygamberler işte bu değerler uğrunda ayak-lanmışlardır.
İran İslam İnkılabının ilahi bir kıvılcım ol masını, zulüm altında yaşayan toplumlarda büyük patlamalara yol açmasını ve Hz. Mehdi’nin büyük İnkılabi güneşinin doğmasıyla sonuçlanmasını ümid ederiz.
Bu büyük İnkılabı gerçekleştiren şerefli İran halkı, Inkilabın devam etmesi yolunda da çaba harcamalı, sahnedeki katkısını daha da artırarak ilahi adaletin yerleşmesine çalışmalıdır.
Benim azizlerim, İnkılabın değeri ne kadar fazla olursa, onun gerçekleştirilmesi yolundaki fedakarlığın değeri de o kadar fazla ol-malıdır. İlahi hedef ve Allah hükümetinin gerçek-leşmesi yolundaki İnkılablar, büyük peygamberlerin uğrunda fedakarlıklarda bulundukları İnkılabdır.
Yüce İslam Peygamberi, kıymetli ömrünün son an lanrına kadar olanca kuvvetiyle İslam yolunda herşey-lerini feda ettiler.
Biz de, kendimizi Hz. Muhammed (sa.v.)in ümme ti ve İmamların takibçisi bildiğimiz için, Allah yolunda müşküllere ve zorluklara İnkılabi sabırla tahammul etmeliyiz. Mağlubiyet alameti belirten hokkabazların yıkıcılık eylemlerinden korkmadan büyük İslam ve hak hedeti yolunda büyük Peygamberler ve evliyalar gibi fedakarlıklarda bulunalım. Allah Tebarek ve Teala mücahidlerin ve mazlumların yardımcısıdır.
Selam, İslam dinine ve tarih boyunca Hak yolun daki mücahidlere ve şehidlere! Selam, Iran, Filistin. Lübnan ve Afganistan şehidlerine! Selam, batıla karşı Hak cephesinde savaşanlara ve Allahın salih kullarına!
Vesselamu aleykum ve rahmetullah.. (Merhum Imam Humeyninin(R.Aleyh) Kudüs Günü münasebetiyle yayınladığı, 31.7.1981 tarihli mesaji)
İslami Davet
Davet Dergisi -4 1990