İsrail Medyası: Netanyahu Beyaz Saray’dan eli boş ayrıldı

Walla News analisti Barak Ravid Salı günü bir rapor yayınladı ve İsrailli analiste göre bu görüşme, Binyamin Netanyahu ile Donald Trump arasındaki belki de en başarısız görüşmeydi.
İsrail Başbakanı dün Beyaz Saray’daki ofisinde akıl almaz bir durumla karşı karşıya kaldı. ABD Başkanı, bir beyzbol oyuncusu gibi, İsrail için hayati önem taşıyan siyasi, güvenlik ve ekonomik meseleleri ele almak amacıyla birkaç top attı ve Netanyahu bunları birbiri ardına vurmayı başaramadı.
Netanyahu, diğer ABD başkanlarının önünde son derece aktif ve saldırgandı ancak dün kameraların önünde Netanyahu sadece oturdu, gülümsedi ve söylenen her şeyi yavaşça yuttu. Netanyahu için bile durum karmaşık ve aşağılayıcıydı ve onun siyasi zayıflığını ve Trump’ın politikaları üzerindeki geçici etkisinin zorluğunu kanıtladı ve ABD başkanına ne kadar güvendiğini gösterdi.
Belki öğle yemeği toplantısındaki şartlar farklıydı. İkili görüşmedeki süreç gördüğümüzden farklıydı ama Oval Ofis’te kameralar önünde yaşananlar, Netanyahu’nun Donald Trump’ın şovunda kendini Kara Lejyon’un bir üyesi gibi bulmasına neden oldu. ABD Başkanı, yarım saatten fazla bir süre boyunca sanki konuğu salonun bir parçasıymış ya da Netanyahu’nun meşhur videosunda söylediği gibi, kendisi bu ofiste sadece bir vazoymuş gibi soruları yanıtladı.
Netanyahu, Beyaz Saray’a davet edilen ilk lider olmaktan gurur duyuyordu. Trump’ın ticaret savaşı ilan edip dünyadaki 60 ülkeye gümrük vergileri uygulamasının ardından Beyaz Saray’a gelen ilk lider olmakla iftihar ediyordu. Başbakan, gümrük vergilerini ortadan kaldırma veya en azından azaltma başarısını elde ederek dönmeyi umuyordu ancak Oval Ofis’ten eli boş ayrıldı.
Netanyahu, Trump’a kameralar önünde ABD ile ticaret dengesizliğini ortadan kaldıracağına dair söz verdi ancak bu sözü yerine getirip getiremeyeceği konusunda birçok şüphe var. ABD Başkanı, İsrail’e uygulanan gümrük vergilerini kaldırıp kaldırmayacağı konusu sorulduğunda da bu sorudan pek hoşlanmadığını gösterdi. Netanyahu’yu azarladı ve ABD’nin İsrail’e yaptığı askeri yardımın miktarına dikkat çekerek, bu konuyu dikkate alması gerektiğini hatırlatmak istiyor gibiydi.
Trump bu konuda, “İsrail’e yılda 4 milyar dolar veriyoruz, bu çok büyük bir para” dedi. Trump, Şubat ayının başında düzenlediği basın toplantısında Gazze planıyla dünyayı şaşırtmıştı, bu kez de ABD ile İran arasında doğrudan görüşmeler yapılacağını duyurarak bunu bir kez daha yaptı.
Netanyahu, geçtiğimiz şubat ayında düzenlediği basın toplantısından mest olmuş gibi ayrılıp, gülümsemesi günlerce yüzünden silinmezken, bu kez Trump’ın İran ile doğrudan müzakereler yapılacağı ve diplomasi yolu başarısız olursa İran’a bir saldırı olmayacağı yönündeki haberini açıkladığında oldukça açık bir yüz ifadesi takındı.
Netanyahu’nun yanında başka bir Amerikan başkanı oturuyor olsaydı nasıl davranacağını hayal etmek için çok da düşünmeye gerek yok. Obama’ya karşı Oval Ofis’te yaptığı konuşmayı veya Kongre’de nükleer anlaşmaya karşı yaptığı konuşmayı hatırlamak için arşivlere dönmemiz yeterli. Bu davranışın bir başka örneği de nükleer anlaşmaya karşı yaptığı konuşmadır.
Ancak dün Netanyahu dilini yutmuş gibiydi ve Libya’da gördüğümüz gibi nükleer programın tamamen ortadan kaldırılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varılmasının önemi hakkında sadece birkaç kelime söyleyebildi.
Netanyahu, Trump’la görüşmesinde ayrıca Türkiye’nin Suriye’deki faaliyetlerinden duyduğu derin endişeyi dile getirerek, ABD Başkanı Trump’tan Erdoğan’a baskı yapmasını istedi. Netanyahu bu konuda ABD Başkanı’nı etkileyemedi ve bu konuda herhangi bir etki belirtisi de görülmedi.
Trump ayrıca Erdoğan ile yaptığı telefon görüşmesini anlattığı ve Suriye’yi kontrol etmesi yönündeki cesaretlendirmesini söylediği esprili bir monolog da gerçekleştirdi.
Netanyahu’ya Erdoğan’la ne kadar iyi ilişkileri olduğunu, Erdoğan’ı sevdiğini ve Erdoğan’ın da kendisini sevdiğini söyledi. Daha sonra dinleyicilere dönerek, “Bibi’ye dedim ki, eğer Türkiye ile bir sorununuz varsa, bunu sizin için çözebilirim, yeter ki rasyonel davranın” dedi.
Ravid, raporunun sonunda, toplantının sonuna kadar ve hatta toplantıdan sonra bile Netanyahu’nun bu toplantıda bulunmasının ne gibi bir fayda sağladığının hiç kimse tarafından anlaşılmadığını belirtti: ‘Öncelikle bu görüşmenin Netanyahu açısından tam bir başarısızlık olarak nitelendirilmesi mümkün ancak önümüzdeki günlerde görüşmenin diğer detayları medyaya açıklanmalı. Ancak o zaman Netanyahu ve İsrail’in bu görüşmeden gerçekten bir şey elde edip etmediği ortaya çıkacaktır’ ifadelerini kullandı.
Ancak bu analitik rapordan daha ilgi çekici olan,Walla News’in Netanyahu’nun seyahati ve kendisi hakkında yazılan bu rapora gelen yorumlardı.
Okuyuculardan biri, Netanyahu’nun davranışlarını alaycı bir tavırla anlatarak ‘Trump’ın önceki başkanlığı döneminde zaman zaman kirli çamaşır dolu bavullarla Beyaz Saray’a gidip kirli çamaşırlarını yıkama imkânından yararlanan Netanyahu ailesinin davranışlarına bakılırsa Macaristan’daki çamaşırhaneler bozuldu ve bunun üzerine Netanyahu ailesi Washington’a gitti’ ifadelerini kullandı.
Başka biri, “Netanyahu, Likud destekçilerinin sadece fotoğraflarla ve boş ifadelerle yetindiğini çok iyi biliyor. Onlar için gerçek, sahadaki eylemler önemli değil. Onlar için birkaç fotoğraf yeterli.” diye yazdı.
Başka biri okuyucu da: “Ali Hamaney bilge bir liderdir. Trump bile bunu söyledi.” yazmış.
Başka bir yorumda şunlar yazıldı: ‘Acaba birisi bize bu aceleci yolculuğun bize ne kazandırdığını gerçekten anlatmayacak mı?’
Başka bir kişi de Netanyahu’ya şunları yazdı: ‘İki gün önce kendini övüyordun, bugün ağlıyor musun?’ yorumunda bulundu.
Bir diğeri ise Netanyahu’ya yönelik aşağılayıcı bir cümle kurarak: “Beyaz Saray’dan eli boş ayrıldı ve…” ifadelerini kullandı.
Bazıları ise, “Gezi aşağılayıcıydı. Zelenski’nin senaryosu tekrarlanmış ama biraz daha incelikli. Knedini maskara etti” ifadelerini kullandı.
Başka bir okuyucu ise, “Netanyahu’nun aptallığına rağmen, bu toplantıda onu çok mutlu buldum. Gülümsemesi kocamandı. Belki kapalı odalarda bir şeyler olmuştur?” dedi.
Bir diğer okuyucu: Bugüne kadar İsrail’in en yakın dostum dediği Trump, İsrail’in çöküşüne sebep olacak’ görüşünde bulundu.