Kim, Kimdir ? – Şehit Seyyid Murtaza Avini
Seyyid Murtaza Avini, İranlı bir belgeselci, fotoğrafçı, gazeteci, yazar ve “İslami Sinema” teorisyeniydi. Bu yazıda, hayatına ve fikirlerine değineceğiz.
Seyyid Murtaza Avini, Eylül 1947’de İran’ın Rey şehrinde doğdu.İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra, Tahran Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde mimarlık öğrenimine başladı.
İslam Devrimi’nden sonra mimarlığı bırakarak devrimin ihtiyaçlarına göre film yapımcılığına yöneldi.Gazetecilik faaliyetlerine 1983 yılında, Irak-İran Savaşı’na katılarak ve savaşla ilgili belgesel filmler çekerek başladı.
Bu dönemde, sinema, sanat ve tek bir dünya kültürünün çeşitli meselelerle yüzleşmesi üzerine kafa yordu. Araştırma, tartışma ve yazılarının bir derlemesi olan Ayna-i Jadoo (Büyünün Aynası) adlı eser, Sure dergisinde yayınlandı ve daha sonra makale ve film eleştirilerini içeren ilk cilt olan Ayna-i Jadoo kitabında toplandı.Seyyid Murtaza Avini, 20 Nisan 1993’te Fekke’de, Fecr-i Zafer belgesel televizyon dizisini çekerken eskiden kalan mayınlarla karşılaşarak şehit oldu.
Eserleri:Felsefe, sanat, sinema vb. alanlarda eleştirel eserler verdi.
En bilinen eserlerinden üçü şunlardır:Kanın Fethi: Hz. İmam Hüseyin’in şehadetini analiz eden bir eser.
Batı Uygarlığının Gelişimi ve Temelleri: Batı’nın temel zorluklarını analiz eden bir eser.
Büyünün Aynası: Medyayı analiz eden bir eser.
Sanat Üzerine Görüşleri:
Sanat dili: Sanatçının gizemli bir hazinenin bekçisi olduğunu ve dilinin temsil dili olduğunu savunur. Bu nedenle, yüce gerçeklerin ortaya çıkışının ve kutsal şeyin dünyada tezahür etmesinin gizemini ve sırrını bilmelidir. Bu keşif, mutlaka öz farkındalıkla olmaz; aksine, sanatçının ruhu, gizli ve kutsal gerçeklerin iniş noktası olmalıdır.
Sanat, düşünce ve tasavvuf: Sanatın özüne ilişkin olarak, sanatın özünde düşünce, hikmet ve tasavvuf olduğunu ve bunlardan yalnızca ifade ve tezahür tarzıyla ayrıldığını savunur. Sanatın temel kaynağı da aşk ve tasavvuftur.
Sanatçı: Sanatçının sadece doğruya aşık olmakla kalmayıp, onu ifade etme gücünü de Tanrı’dan aldığını savunur.
Batı sanatı: Batı’da yaygın olan günümüz sanatının özelliklerini tanımlarken, Batı sanatının bencil bir ifade olduğunu ve modern insanın bencilliğini anlattığını savunur. Başka bir yerde, Batı medeniyetinin dünyevi bir cennet aradığını ve Batı’da sanat tarihinin böyle bir amaçla ilerlediğini yazar.
Sanat ve taahhüt: Sanatçının, sanatının içeriğinin doğru olduğundan ve mesajının izleyiciyi yüceltmeye hizmet ettiğinden emin olması gerektiğini savunur.
Seyyid Murtaza ve B
atı Çalışmaları:
Seyyid Murtaza Avini’nin farklı yönlerini incelediğimizde, İslamî konulara ve bilgilere hakim olduğunu, yıllarca edebiyat alanında araştırma ve incelemelerde bulunduğunu ve bu sayede kaleminin ve üslubunun olgunlaştığını açıkça görebiliriz. Bunun ötesinde, Seyyid Murtaza tasavvuf ve felsefeye de oldukça hakimdi ve dünya felsefe ekollerine aşinaydı. Avini, İslamî bakış açısını karşılaştırmalı bir şekilde inceleyip diğer ekollerle karşılaştırmalar yapıyordu. Batı’yı incelerken de temellerini açıkladığı gibi, zayıf yönlerini de sıralıyor ve onunla nasıl başa çıkılacağını ve olumsuz etkilerini farklı alanlarda gösteriyordu.
Küresel Hakimiyetin Gelişmesi İçin Faktörler:
Şehit Avini, küresel hakimiyeti gerçekleştiren bir dizi faktöre değinerek şunları söylüyor:Amerika’yı bu küresel hakimiyette destekleyen faktörler arasında üç tanesi temel öneme sahiptir: Modern teknolojiyi küresel hakimiyetin temel unsuru olarak kabul etmek gerekir… İkinci faktör, insanların genellikle zayıf karakterli, alışkanlıklara ve bağlara bağlı ve görünüşe aldanmaya meyilli olmalarıdır ve bu durum onları istemeden tek bir dünya düzeninin teslimiyetçileri arasına katmıştır. Aynı ikinci faktörün alt kümesi olarak kabul edilebilecek üçüncü faktör ise korkudur ve özellikle ölüm korkusudur. Daha zayıf olanlar Amerika’nın gücünden daha çok korkarlar, ancak tüm bağları koparmış ve korkuyu benliklerinde öldürmüş olan İmam Humeyni gibi erdemli insanlar, Amerika’nın hiçbir şey yapamayacağını açıkça söylerler.
Batı Anlayışında Özgürlük:
Şehit Avini, “Batı’da bahsedilen özgürlük, alışkanlıklara ve bağlara kölelik kabulünü ve esaretin ta kendisini temsil eder. Bugünkü insanlık özgürlükten kaçmaktadır ve bu özgürlükten kaçışa özgürlük adını vererek, vicdan azabının ateşini böylece sulamaya çalışmaktadır.” “Bu kavramı kabul etmenin pratik sonucu, insanın nefsinin arzularından başka bir şeye boyun eğmemesidir; bu şekilde kendini varoluşunun hayvani sınırlarıyla sınırlı tuttuğunun farkında değildir.”
Batı Uygarlığında Ahlak:
Şehit Avini, Batı dünyasındaki ahlak durumuyla ilgili olarak şunları söylüyor: “Ahlak da yeni dünyada, herkesi aynılaştırıp öz farkındalık, bireysellik ve kişilikten yoksun bir şekilde tek bir dünya hükümetinin hizmetine sunan teknolojik bir eğitim sisteminin emrine girmiştir.”
Batı Demokrasi ve Gerçeği Hakkında:
Batı medeniyetinin özünde var olan ve günümüzde daha da belirginleşen çelişkilerden biri demokrasidir. Demokrasi, halkın yönetimi anlamına gelir, ancak pratikte, en iyi demokratik yönetim örneklerinde bile ulusun hakları, zenginlerin arkasına saklandığı bir perdedir. Halkın yönetimi fikri olan demokrasi çok çekici ve cazip görünse de, pratikte az sayıda insan, riyakarlık ve aldatma yoluyla yönetimi ele geçirir. Batı demokrasileri, en karmaşık ve gelişmiş totaliter (otoriter) rejim türleridir ve bu nedenle totaliterizmin özü, görünümleri varlıklarının gerçeğini göstermeyen sosyal ve siyasi kurumların arkasına gizlenmiştir.