
Korsan İsrail’in Orta doğuda bütün ümmete saldırdığını söyleyen Muhammed El Hindi, Müslümanların birleşmesiyle İsrail’in geri adım attığını söyledi.
Muhammed El Hindi ile yapılan bir röportaj…
S-Gazze’de Hamas, El Fetih ve İslami Cihad grupları arasındaki birleşme kararı ne aşamada?
C-Biz İslami cihat olarak bölgedeki Hamas, Cihat ve Filistin kurtuluş örgütü arasındaki uzlaşmanın ancak ulusal birlik komitesi çatısı altında gerçekleşecek bir çözümün sorunu çözebileceğine inanıyoruz. Yani uzlaşmayı sadece hükümet veya devlet kurma şeklinde algılarsak herkesin bu konuda farklı düşünceleri ve programları olduğu için bu da geçici bir süre devam edebilir ancak. Biz İslami cihat olarak El fetih ile Hamas arasında uzlaşmadan çok öte bir durum bekliyoruz. O da önümüzdeki süreç içerisinde resmi bir tutum sergilemelerdir. Bu iki grup arasında gerçekleşecek uzlaşmada resmi olarak şunu ilan etmelerini bekliyoruz: İsrail’le siyasi görüşmelerin sona erdirilmesi ve Filistinlilerin istekleri ve arzuları noktasın da ortak bir nokta üzerinde anlaşıp görüşmelerini bekliyoruz.
S-Birleşmiş Milletler ’de Filistin’in gözlemci ülke statüsü kazanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
C-Filistin halkı BM’lerin bu kararına çokta öyle bir sevinçle karşılamadı. Sadece tebessümle karşıladı.
S-Peki Neden sevinçle değil de sadece bir tebessüm?
C-Çünkü BM’lerin almış olduğu bu karar İsrail’i hiçbir şekilde bağlamayan bir karardır. Aynı zaman da daha önce buna benzer bi sürü karar alınmış, bu konuda da bağlayıcı bir durum yok. İsrail bu karara, batı Şeria’da ve Kudüs’te binlerce yerleşim yerlerini kurarak olumsuz bir şekilde cevap vermiştir. Burada farklı bir amaçta şu: Filistinliler bu karardan önce ve sonra 1967 sınırları çerçevesinde hareket etmeleri ön görülüyor. Bazıları her ne kadar bunu büyük bir zafer olarak karşılasa da Filistin halkı bunun çözüm olmayacağını biliyor. Biz İslami cihat olarak bu bağlamda Filistin halkına ve İslam ümmetine hayal veya evham pazarlamak istemiyoruz.
İsrail’in orta doğudaki politikasını nasıl okumak lazım?
İsrail`in Filistin`i işgal etmekle yetinmeyip Filistin dışında birçok ülkeye de saldırıyor. İsrail sadece Filistin`i işgal eden bir devlet değil. İsrail aynı zamanda Lübnan`a, Irak`a Tunus`a Mısır`a hatta mavi Marmara da Türkiye’ye de saldırdı. Yani bütün bölgeye saldıran bir terör devletiyle karşı karşıyayız. Ve bununla birlikte Filistin davasının sadece Arapların sahip çıkması gereken bir dava değildir. Filistin bütün ümmetin davasıdır. İsrail sadece Filistin`i işgal etmek için kurulmadı. Aynı zamanda ümmeti ve insanlığın temsil ettiği değerleri yok etmek için kuruldu.
Sizin yani Filistinlilerin İsrail’e karşı yaklaşımı nasıldır?
Filistinliler İsrail`e karşı yıllardır mücadele ediyor. İsrail barış görüşmeleri adı altında bizi sürekli kandırarak tavizler koparmaya çalıştı. Ama biz Allah`a hamdolsun şimdiye kadar onlara zerre kadar taviz vermedik ve bundan sonra da vermeyeceğiz. İsrail, Kudüs`ü Yahudileştirme yönünde çalışmalar yapıyor. Biz şuanda İsrail`e karşı avantajlı duruma geçtik. Müslüman halkların kenetlenmeye ve bir araya gelmeye başlamasından sonra İsrail gerilemeye başladı. Direniş karşısında İsrail geri adım attı. İsrail`e karşı verilen savaş insanlık adına verilen bir savaştır.
Kurulacak ulusal bir hükümet fikrine nasıl bakıyorsunuz?
Filistin`in birliği için bunu kesinlikle önemsiyoruz. Bu olmalı fakat İsrail’e kesinlikle tavizler verilmemelidir. Fetih hareketi şimdiye kadar tavizler vererek bir yere gelemedi. Ümit ediyoruz ki aynı hataya bir kez daha düşmezler.
Türkiye ve Mısırın Filistin`e bakış açısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
AK Parti hükümeti bu anlamda dengeleri değiştirecek şeyler yapmak istedi. Fakat bu konumda fazla başarılı olmadı. Bizim sözlere değil uygulamalara ihtiyacımız var. Mısır hükümeti bizim için elinden geleni yapıyor. Mursi`nin başa geçmesiyle beraber Filistin oldukça rahatladı.
S-Şuan orta doğuda Müslümanların yaşadığı zülüm karşısında sizin nasıl bir mesajınız vardır?
C-Şu zamanda İslam ümmeti üstüne çok büyük bir baskı ve zulümler vardır. Ve İslami uyanış projesini engellemeler için çok büyük engeller söz konusudur. Bu halkların uyanarak haklarını talep etmesi büyük bir meseledir. Hakların bu dönüşümü her bağlamda tarihidir ve çok önemlidir. Ve asırlardı böyle bir dönüşüm görülmedi. Ve bu dönüşümlere çokta büyük engeller yapılmaktadır. Buradaki mücadele orta doğunun geleceği üzerine olan bir mücadeledir. İnşallah bu mücadelenin sonucunda bölge halkaları orta doğunun kaderini güçlü direniş eksenli özgürleştirerek geleceğini oluşturur. Biz bu bağlamda çok hızlı gelişmelerin gerçekleşmesine inanıyoruz. Belki çok zaman alır ancak bunun gerçekleşmesi çok önemlidir. İnşallah hakların özgürlüğü aynı zamanda vatanların özgürlüğüne bir ön basamak olur.