Rehber’in 2007 yılı Kudüs Günü Mesajı

Bismillahirrahmanirrahim,
Bu bereket dolu Ramazan ayında en sıcak selam ve saygılarımı dünya müslümanları ile tüm özgür insanlara takdim eder, siyonizm ile mücadelenin ilk başından şimdiye kadar canlarını feda eden tüm Filistin şehidlerine rahmet ve mağfiret diler, makamlarının yüksek olması temennisiyle bu uğurda can ve mallarıyla mücadele verenler için başarı ve zafer niyaz ederim.
Biz bu yıl öyle bir ortamda Dünya Kudüs Günü’ne yaklaşmaktayız ki Filistin topraklarında Hak-Batıl mücadelesi sahnesinde temel değişiklikler meydana gelmiş ve müslümanlar, ibret alınması halinde olaylar sürecinde kader belirleyici rol oynayacak çok büyük dersler edinmişlerdir. Aylardır gasıp siyonist İsrail rejimi tarafından sindirme, baskı ve katliamın en şiddetlisi tüm bu toprakları sarmış ve bölgedeki nice müslümanlar genç, yaşlı, çocuk, hasta demeksizin şehid edilmiş ve bu olaylarda zarar görenlerle yaralılar, gruplar halinde tedavi görmek için başka İslam ülkeleri hastanelerine aktarılmışlardır. Bu mübarek Ramazan ayında da siyonistler her geçen gün oruçlu müslümanlara karşı yeni cinayetler gerçekleştirmektedirler.
Ancak bu mücadeleden alınan ibret dersleri onun ıstırap ve musibetlerinden çok daha büyük olup, umut nurunu kalplerde aydınlatmış ve geleceğin ufuklarını daha da engin kılmıştır. Bugün Filistin’de sahneye adım atmış genç kuşak her türlü musibete göğüs germekte olup; güvenilir ve muzaffer bir geleceğe ulaşmak için sabır ve direniş yolunu seçmiştir.
“Andolsun, biz sizi bir parça korku, açlık ve bir parça mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabır gösterenlere müjdele.” (Bakara Suresi, 155)
Mescid-ül Aksa intifadası, Filistin halkının mücadelesinde çok büyük bir değişim ve gelişmenin başlangıcıdır. Filistin’in direnişi iniş çıkışlarla dolu bir yol denemiş, çok sayıda entrika ve oyunlardan geçmiş ve çok çetin engelleri geride bırakmış, çeşitli silahların patlamasını ve düşmanın savaş uçakları ve topçu birliklerinin kükreyişlerini duymuş ve bugün artık şu sonuca varmıştır ki, canilerin ve onların destekçilerinin kanlı pençelerinden tek kurtuluş yolu sürekliliğini koruyan bir cihad ve direniştir ve müslüman kamu oyu da mücadeledeki bu metodu teyid etmiştir. Bunun delili ise dünya Müslümanları tarafından Filistin halkına gönderilen yardım seli ve Kudüs intifadasının desteklenmesi ve sürdürülmesi amacıyla İslam ülkelerinde Cuma namazları dolayısıyla yapılan gösteri ve yürüyüşlerdir.
Güney Lübnan’da siyonist İsrail rejiminin yenilgiye uğratılması ve bu bölgeden dışarı atılması Mescid-ül Aksa intifadasına çok büyük bir ders verdi ve Filistin’li mücahidler, bu yenilgide işgal altındaki topraklarda düşmanın dağılması ve çökmesinin belirtilerini büyük bir titizlik içinde fark etti ve sonsuz din ve maneviyat ile İslam’ın hayat bahşedici hükümlerinin kaynağından ilham alarak asil İslami yola girdi ve bu doğrultuda mücadele bayrağını daha bir yükselttiler. Siyonistler güç dengelerini, Filistin halkının aşağılanması ve zelil edilmesi esasına göre planlamışlardı. Fakat Filistin’liler, siyonistlerin bu hesapları ve kendilerini sulta altına almayı hedefleyen zillet verici anlaşmalar aleyhinde, ayrıca sultacı Amerikan düzeni ve yenilgiye uğramış uzlaşmacılara karşı kıyam başlatarak şeref ve izzet yolunu seçti ve gasıp siyonist İsrail rejimini, içeride bunalım ve sınırlarında da intifada ve direniş ile karşı karşıya getirdiler.
Bu yıl mübarek Ramazan ayının tüm Cuma günleri, Filistin halkının mücadelesinin desteklenmesi ve gasıp siyonistlere duyulan kin ve öfkenin ilanına sahne olmuştur. Cuma namazına katılan müslümanlar tüm dünyada “Dünya Kudüs Günü” merasimlerini muhteşem bir şekilde düzenlemeye hazırlanmakta olup; bir kez daha mazlum Filistin halkına karşı sonsuz desteklerini göstereceklerdir. Rahmetli İmam Humeyni bu günü “Dünya Kudüs Günü” olarak ilan etmekle Filistin meselesini beşeriyetin vicdanında canlı tuttu ve siyonizm aleyhtarı haykırışlar arasında uyum sağladı. Bizler her yıl bu merasimlerde dünya müslümanlarının Filistin meselesine ne kadar sıcak baktığına ve bu gösterilere ne kadar rağbet ettiklerine tanık olmaktayız.
Filistin meselesinin yanı sıra Beyt-ul Mukaddes meselesi de büyük bir önem taşımaktadır. Bugün siyonistler bu mukaddes şehri gasbetmek ve buradaki İslami eserleri ve izleri yoketmek amacıyla türlü türlü komploları uygulamaktadır. Bu şehir tüm müslümanlara aittir. Kudüs’ün geneli tüm Filistin’in başkentidir ve dünya müslümanları gasıp siyonistlerin iğrenç komplolarının tahakkuk bulmasına izin vermeyecek ve şiddetle ona karşı koyacaklardır.
Bu arada İslam ülkelerindeki devletlerin müslümanların geneline ait olan bu istekle aynı doğrultuda adım atmaları ve bu büyük hareketi destekleyerek, bu gasıp rejimle olan her türlü ilişkiyi tümüyle kesmeleri, bu gasıp rejime karşı koymak amacıyla çeşitli iktisadi ambargolar ve diğer imkanlardan yararlanmaları ve halk yardımlarını Filistin meselesinin asıl amacı ve yaralıların tedavisi ve yıkımların onarılması yolunda harcamaları umulur.
İran İslam Cumhuriyeti de bu hareket ve mazlum Filistin halkına olan desteğini sürdürecek ve dünya müslümanlarının yanıbaşında Dünya Kudüs Günü merasimlerini geçen yıllara oranla daha görkemli ve muhteşem bir şekilde düzenleyecektir.
Temennimiz, her geçen gün hak ve adaletin zaferine ve batılın ve işgalcilerin mağlubiyetine tanık olunmasıdır.
Vesselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuh…
Seyyid Ali Hamenei
23 Ramazan 1421