
İbranice gazete Haaretz, İsrail rejiminin Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız savaşının gizli yanlarını ifşa etti. Bu gazete savaşın patlak vermesinden bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik düzenlenen hava saldırılarına katılan savaş pilotları, subaylar ve insansız hava aracı operatörleri de dahil olmak üzere İsrail hava kuvvetleri mensuplarıyla bir dizi röportaj gerçekleştirdi.
Bu röportajlara katılan kişilerin isimleri açıklanmadı. Çünkü bunların birçoğu çok sayıda sivilin katledilmesine yol açan Gazze’deki bombardıman ve yıkımdan doğrudan sorumludur.
Bu röportaj aslında savaşın gizli yanlarını ve İsrail Hava Kuvvetleri’nde görev yapan katillerin yüz binlerce masum sivile karşı işledikleri suçları anlatıyor.
Gazze’de Kadın Ve Çocukların Kasıtlı Olarak Öldürülmesi
Gazze savaşına katılan işgalci ordu pilotları, bu röportajda, hava saldırılarında hedef alınan sivillerin yüzlerini ekranlarında gördükleri anlardan bahsediyorlar.
Savaş pilotları, ‘’Sivilleri bombalamak aslında normal görevleri ve misyonlarıydı, ancak onlar şimdi derinden pişmanlık duyuyorlar ve hatta savaşın devamı konusunda şüpheleri var. Haberde bu pilotların birçoğunun büyük psikolojik baskı aldında olduğu kaydedildi.
Siyonist pilotlar özellikle savaş suçlarını takip etme yönündeki artan uluslararası çabalar ve İsrail ordusunun unsurlarının uluslararası alanda kovuşturulma olasılığı ışığında, yaptıklarının yasal sonuçları konusunda derin endişe duyduklarını vurguladılar.
Gazze’de masum sivillerin katledilmesine doğrudan katılan İsrail Hava Kuvvetleri mensupları, yalnızca “emirleri yerine getirmenin” kendilerine uluslararası hukuktan gerekli dokunulmazlığı sağlayamayacağına inanıyor.
Bu itiraflar yalnızca kişisel olmakla kalmıyor, aynı zamanda İsrail askeri kurumuna da yansıyor; öyle ki rejimin askeri kurumlarında sivillere karşı işlenen savaş suçlarının hukuki sonuçları konusunda artan bir endişe var.
Savaş pilotları, subaylar ve insansız hava aracı operatörleri de dahil olmak üzere İsrail hava kuvvetleri mensuplarına göre savaşın uzaması ve katliam ile yıkımın artması durumu daha da zorlaştırıyor ve psikolojik baskıyı artırıyor. Bazıları Haaretz gazetesine verdiği röportajda, kendilerini çok kötü hissettiklerini, kendilerinden çok rahatsız olduklarını, hatta orduda hizmet etmeye devam etme konusunda şüphe duyduklarını söyledi.
Bazıları ise, Gazze’de yaşananların savaşın doğal ve gerçekçi bir parçası olduğunu, ancak savaşın acı yanını gizlemenin mümkün olmadığını savunuyor. Onlar Gazze Şeridi’nde masum ve savunmasız sivillere yönelik büyük zararın, İsrail ordusunun kasıtlı bir eylemi olmadığını, aksine karmaşık savaş ve saha koşullarının kaçınılmaz bir sonucu olduğunu iddia ediyorlar!
Gazze Savaşı’nda yer alan İsrail Hava Kuvvetleri mensuplarının itirafları, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik hava saldırılarının genel çerçevesinin, bu saldırılara katılanların sivillerin yaşadığı bölgeleri körü körüne hedef almak şeklinde olduğunu göstermektedir.
Halen orduda görev yapan ve Gazze’ye yönelik saldırılara katılan emekli bir pilot şunları kaydetti: “Savaş uçaklarının pilotlarını küçümsemek istemiyorum, ancak pilot aslında neyi hedef aldığını bilmiyor ve biz de neyi hedef aldığımıza dair kesin bir bilgiye sahip değiliz. Bu durum, karar alma sürecini sınırlı kılıyor ve karşı karşıya olduğumuz etik zorluğu kat kat artıyor.”
Bu kişilerin bir kısmı da Gazze’ye yönelik saldırılara doğrudan müdahale etmekten kaçındıklarını ve psikolojik baskıya dayanamadıklarını söyledi. İsrail ordusuna bağlı F-16 savaş pilotlarından biri, bu saldırılara katılmaktan dolayı çok kötü hissettiğini belirterek, “Başlangıçta bu savaşı haklı buldum ama şimdi kendimle derin bir çatışma yaşıyorum. Bu durum benim için günlük bir ikilem yarattı ve diğer bazı pilotlar da bu savaşın doğruluğuna inanmadıkları için görevlerini terk etmeyi düşünüyorlar.” dedi.
Siyonist pilot, “Yoğun hava operasyonlarımız var ve bu saldırıların amacını anlamadan bunları nasıl sürdürebiliriz. Mesela, şu anda yapacağım saldırının hedefinin yüksek rütbeli bir düşman komutanı olduğu bana söylenebilir, ama hedef aslında bir çocuk olabilir ve vurulan yerin sivillerden boşaltılıp boşaltılmadığını bilmiyorum.” ifadesini kullandı.
Siyonist savaş pilotu, “Eninde sonunda davranışlarımın sonuçlarıyla yaşamak zorunda olan benim ve örneğin biri 10 sivili öldürmenin büyük bir mesele olmadığına karar verebilir, ancak ben bununla başa çıkamam ve bu tartışma savaş pilotları arasında yapılmaz.” diye konuştu.
Daha önce Haaretz gazetesine konuşan Siyonist savunma yetkilileri ve askerler, ordunun Gazze’de “ölüm bölgeleri” oluşturduğunu ve buraya giren herkesi ayırt etmeksizin öldürdüğünü itiraf etti.
Siyonist bir askeri yetkili “Bize söylenen şey şuydu: ‘Gazze’de sivil yok, bütün Gazzeliler terörist ve burada masum insan yok.’ Aynı fikir ve imalar, Gazze halkının toplu katliamını meşrulaştırmamız için yeterliydi.” dedi.
Başka bir İsrail askeri ise şunları söyledi: “Binaların yıkılması İsrail güçleri arasında bir rekabet eylemiydi ve her komutan mümkün olduğunca çok binayı yıkmak ve etki alanı altındaki bölgeyi daha yeşil göstermek istiyordu ve aslında bu bir gurur ve onur kaynağıydı.”
İsrail askerleri ve subaylarına göre, evlerini terk etmemiş veya yolunu kaybetmiş sivillere yönelik hiçbir kural yok, hepsinin öldürülmesi gerek.
Üst düzey savunma yetkilisi, pek çok İsrailli muharebe unsurunun “kendi angajman kurallarını” yazdığını vurguladı.