Ayetullah Mezahiri bu haftaki ahlak dersinde önemli uyarılarda bulundu. Vücudumuzun hakkı olan ihtiyaçlarını ölçüsünde temin etmenin Kur’an’ın emri olduğunu vurgulayan Ayetullah Mezahiri şöyle konuştu:
Spor vaciptir ve lazımdır; şu yürüyüşler vacip ve lazımdır. Şu uzuvlar ve organlar beslememiz gerekir ve onları en güzel beslemenin yolu hareketli ve aktif tutmamıza bağlıdır. Maalesef halkın yüzde sekseni tembeldir. Bu yüzden sağlıklı insan oldukça azdır.
Bizim akıl ve vicdanımızı teşkil eden manevi yönümüzle birlikte uzuvlarımızı ve organlarımızı teşkil eden maddi yönümüz de vardır. Maddi yönümüz üzerinde düşündüğümüzde olağanüstü bir dikkat ve zarafeti görürüz. Bu dikkat ve zarafet harikası olan vücudumuz için şükretmemiz gerekir. Sadi’nin ifade ettiği gibi çekilen her nefes hayat ve verilen her nefes ise rahatlamaktır. Yani alıp verdiğimiz nefes iki nimettir ve şükredilmesi gerekir. “Allah’a hamd olsun ki nefes alıyoruz”. Ancak ayette şöyle buyuruyor: “Şükreden kullarım ne azdır.”
Nimetlerin şükrünü yerine yetirmek sözlü olarak Allah’a hamd etmenin yanı sıra her nimeti yaratılış amacına uygun şekilde kullanmamıza bağlıdır. Gözümüzün şükrü önümüzdeki kuyuyu görüp ona düşmememize bağlıdır. Gözün yaratılış gayesi onunla başkalarının namusuna bakmak değildir. Allah dili yaratmış ki onunla konuşalım, doğru ve faydalı olan şeyler yolunda kullanalım. Onu iftira, gıybet, koğuculuk ve fitnecilik yolunda kullanalım diye vermemiştir… Dolayısıyla bu nimetlerin şükrünü ancak onları amacına uygun şekilde kullanırsak eda etmiş oluruz. Aksi durumda ise onlara nankörlük etmiş oluruz. Kur’an’ın ifadesine göre nimete şükretmek onu artırıp geliştirir; nimete nankörlük ise onu azap vesilesine dönüştürür.
Vücudumuzu teşkil eden uzuvlar ve organların sağlığını korumamız önemli bir vazifedir. Ancak maalesef insanların çoğu bu konuda gerekli dikkat ve titizliği göstermiyorlar. Eğer sağlıklı olmak istiyorsak Peygamberimizin (s.a.a) ifade ettiği gibi “çok uyumak, çok yemek ve çok içmekten” kaçınmamız gerekir. Zira hadis-i şerifte Yüce Allah’ın en fazla buğzettiği kişi çok uyuyan, çok yiyen ve çok içen kimsedir. Bunlar insanın şişmanlaması ve tembelleşmesine yol açmaktadır. Maalesef bugün halkımızın çoğu şişmandır ve tembeldir. Vücudumuza ihtiyacı ölçüsünde yiyecek ve içecek sunmalıyız. Sırf lezzet aldığımız için oburluk etmemeliyiz. Belli ölçüde hareket etmeli, sportif faaliyetler yapmalıyız. Zira bu uzuvlar eğer hareket etmezse hastalanır. Eğer belli bir süre gözlerinizi kapatırsanız kör olursunuz ve eğer belli bir süre kulağınızı kapalı tutarsanız işitme yetinizi kaybedersiniz. Bunlar çalışmadığında tembelleşir ve hastalanır. Kur’an’da sözü geçen “salih amel” sadece namaz ve oruç gibi formatı belli olan ibadetler değildir. Vücudumuza faydası olan her olumlu davranış salih amelden sayılmaktadır.