Azerbaycan’daki devalüasyon sonrası herşeye zam gelmeye ve pahalılık artmaya başladı.
Fiyatların artması ile beraber, ülkedeki gıda piyasasında kıtlık da yaşanmaya başladı, market ve AVM’lerde yiyecek ve diğer stoklar bitmeye başladı, firmalar ürünleri yetiştirmekte zorlanıyor.
Bankaların halka Azerbaycan para birimi manat ile verdiği kredileri dolar ile geri talep etmesi ortamı iyice geriyor. İtirazlar yükseldikçe Azeri kamuoyunda da devalüasyon protestoları gündeme gelmeye başladı. Hükümet ise anti-kriz planları üzerinde çalıştığını söylüyor.
Dogu-Batı Araştırmaları Merkezi Başkanı Arastun Oruçlu, “Protesto eylemlerine yöneliş mevcut olsa da, eylemleri yönetecek merkezler yok. Azerbaycan nüfusunun böyle yoksun olduğu bir anda böylesine büyük devalüasyon aynı zamanda hem yoksulluğu artıracak, hem de halk arasında gerginlik doğuracaktır. Devalüasyonun ilk günlerine rağmen bu artık görünüyor. Azerbaycan’ın bazı bölgelerinde protestoların meydana gelmesi istisna Kabul edilemez. Ama iktidar öyle bir ortam oluşturmuş ki, bu protestoları yönetecek bir politik-siyasi kurum yoktur. Azerbaycan muhalefeti ve sivil toplum örgütleri itibarsızlaştırılarak ve çalışamaz duruma getirilerek, toplum üzerindeki etki yeteneğinden çıkarılmış durumda. Ülkede en son eylem inançlı kesime karşı yapıldı. Artık bu durumda olayları yönetecek ve yönlendirecek politik kurumlar mevcut değil.” ifadesini kullandı.
Azerbaycan’ın Anamuhalefet Partisi olan, Azerbaycan Halk Cephesi Partisi’nin Başkanı Ali Kerimli’ye göre, halk kitlesel eylemler talep ediyor.
Kerimli, “Biz Halk Cephesi ve Ulusal Konsey (Milli Şura) adına Şubat ayında ilk devalüasyon olduğu zaman hükûmete tepkimizi gösterdik. Bizim partinin üyeleri bu protestolara katılsa da, maalesef durumdan etkilenen halk bu eylemlere katılmadı. Şimdi sosyal medya ağları sayesinde, geniş çaplı itirazlar var, insanlar muhalefetten kitlesel eylemlerin gerçekleştirilmesini talep ediyorlar. Elbette ki, Azerbaycan halkı şuna itiraz etmeli, hükûmetten hem politik, hem de ekonomik reformlar talep etmeliyiz. Ama bizim düşüncemiz, vatandaşlarımız bu protestolara daha kitlesel durumda katılmalı. Azerbaycan’da baskıcı ve otoriter bir yönetim mevcut. Azerbaycan’da yaklaşık 100 kişi siyasi olarak tutuklu. Bu nedenlerden dolayı vatandaşlar ekonomik sorunlar nedeniyle protestolara katılmaktan korkuyor. Biz halka durumu anlatmakla uğraşıyoruz. Biz halkımızı inandırmaya çalışıyoruz ki, Azerbaycan halkı hazır olduğu taktirde Halk Cephesi ve Ulusal Konsey olarak tekrar sivil Anayasaya uygun ve yasalar çerçevesinde itiraz ederek taleplerimiz hükûmete ileticez.”
Ülkenin diğer ana muhalefet partilerinden Müsavat Partisi Başkanı Arif Hacılı ise ülkedeki son durumla ilişkili yakın bir zamanda yeni kararlar alarak itiraz eylemleri yapabileceklerini söyledi.
Hacılı, “Azerbaycan’da yaşanan bu olaylar, yani oluşan ekonomik kriz ve zorluklar iktidarın uzun yıllar yürüttüğü yanlış ekonomik politikaların sonucudur. Şöyle bir durumun olacağı bekleniyordu. Petrol fiyatlarının ani düşüşü ile Azerbaycan çok kötü bir duruma düşmüş konumda. Aslında biz hala krizin başındayız, daha büyük krizler geliyor. Biz bu konularda hem Müsavat Partisi, hem de Azerbaycan’ın diğer politik kurum ve STK’ları ile görüşmelerde bulunuyoruz. Yakın günlerde ülkede hangi olayların yaşanacağını söylemek zor. Aynı zamanda yakın bir zamanda yeni kararlar alacağız.2016 yılı Azerbaycan için çok zor bir yıl olacak. Şu süreçte Azerbaycan hükümeti çok net adımlar atamazsa, siyasi suçlamalar iddiası ile hapis edilenler serbest bırakılmazsa, politik ve ekonomik reformlar yapılmazsa, Azerbaycan ve uluslararası kamuoyunun mesajları dinlemezse, ülkede çatışmalar meydana gelebilir. Müsavat Partisi olarak biz Azerbaycan toplumunun menafilerini sonuna kadar korumaya niyetliyiz.” dedi.
