Azerbaycan Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, ABD’yi Minsk Grubu için Philip Richer’i yeni temsilcisi olarak ataması için eleştirdi. Bakü, 2020’de Karabağ çatışması ve Ermenistan ile ateşkes anlaşması imzaladığı için Minsk Grubu’nun hayatının sürmesinin bir anlamı kalmadığına inanıyor.
BM Güvenlik Konseyi, 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararnameler, 90’lı yıllarda çıkardıktan sonra, Karabağ’da barışın sağlanmasını Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü başta olmak üzere bölgesel örgütlere devretti. AGİT, 1992 yılında 9 ülkenin üyeliği ve ABD, Rusya ve Fransa’nın eşbaşkanlıklarıyla Minsk Grubu’nu kurdu. Fakat bu grup, geçtiğimiz senelerde, Karabağ münakaşasını çözüme kavuşturmakta başarısız kaldı. 2020 yılında 44 günlük Karabağ savaşı, Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan liderlerince imzalanan barış anlaşmasıyla son buldu.
Azerbaycan Cumhuriyeti, Minsk Grubu üyelerinin tarafsız kalmadığı konusunu gündeme getirerek, Fransa, Rusya ve ABD’nin Ermeni güçlerinin geri çekilmesine ilişkin BM Genel Kurulu’nun bağlayıcı olmayan kararına “hayır oyu” kullandıklarına işaretle, 2020 ateşkes anlaşması imzalandıktan sonra, Minsk Grubu’nun işlevine tümüyle kuşkuyla bakıyor. Hatta Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Leyla Abdullahova, bu bağlamda yaptığı değerlendirmede, Richer’in Kafkasya İşleri için üst düzey danışman olarak atanmasının bölgede münakaşa sonrası yaşanan gerçeklerin çok uzağında olduğunu, çünkü uluslararası camianın Karabağ meselesini, Bakü-Erivan münasebetlerinin normalleştirilmesine endekselemenin normalleşme sürecinin lehine olmadığını bilmesi gerektiğini söyledi.
Minsk Grubu geçtiğimiz senelerde defalarca, 1994 ateşkes anlaşması ve 1995 yılında Ermenistan ile Azerbaycan arasında imzalanan ateşkesi güçlendirme anlaşmasının korunmasına vurgu yapmış olsa da, pratik olarak, iki komşu ülke arasındaki münakaşanın çözümü için yapıcı bir adım atabilmiş değil veya hatta çatışmaları önlemekte başarılı olamamıştır.
Buna rağmen Ermenistan, Minsk Grubu’nu Karabağ münakaşasına son vermek için uygun bir yapı olarak görmekte. Ancak Azerbaycan Cumhuriyeti, Minsk Grubu’nun işlevi ve çalışmalarının sürmesine karşı çıkmakta.
ABD Dışişleri Bakanı’nın Avrupa ve Avrasya İşlerinden Sorumlu Bakan Yardımcısı Karen Donfrid bu bağlamda şöyle diyor: Azerbaycan Cumhuriyeti, Minsk Grubu Eşbaşkanlığı sürecini desteklemiyor, fakat ABD destekliyor ve bu süreçteki ortaklığımıza devam edeceğiz.
Ukrayna savaşı ve ABD ve müttefiklerinin Rusya karşısında yer alması, Karabağ konusundan ayrı olarak, Minsk Grubu’nun yeniden canlandırılması doğrultusunda ciddi saikalardan biri olabilir, çünkü ABD ve müttefikleri, Rusya’nın Karabağ münakaşasındaki rolünü zayıflatmak istiyor.
Örneğin, ABD, Minsk Grubu için başarısız olmasına rağmen yeni temsilci ataması ve Rusya’nın bu grup haricinde Karabağ münakaşasının çözümü için oynadığı rolü, ABD’nin bölgesel kriz ve sorunları kendi çıkarları doğrultusunda kullanma stratejisinin devamı olabilir.
Sonuç itibarıyla, ABD’nin Karabağ dahil çeşitli münakaşalara farklı gruplar ve örgütler altında karışması, bu ülkenin eskiye dayanan stratejisidir. Gelinen aşamada Ukrayna krizi ve Rusya’nın Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında münakaşanın çözümü için yapıcı adımlar attığı sırada, Minsk Grubu çerçevesinde müdahaleci varlığını korumaya ve yapıcı süreci tahrip etmeye çalışmakta.
Oysa Ermenistan ve Azerbaycan cumhuriyetinin normalleşme süreci ve 44 günlük çatışmaların ardından imzalanan anlaşmayı yerine getirmeyi sürdürmeleri, hem iki ülke ve hem bölgenin lehinedir./