İmam’ın hedefleri bugün gerçekleşmiştir
İran halkı bugün rahmetli İmam Humeyni’nin rıhletinin 19. yıldönümü törenlerindeki coşkusuyla, İmam ve inkılabın ideallerine olan bağlılığını bir kez daha sergiledi.
Tahran’da İmam Humeyni’nin pak türbesinde düzenlenen ve yüzbinlerin katıldığı törende konuşan İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei ‘İslam İnkılabı, rahmetli İmam Humeyni’nin de buyurduğu gibi tüm halk kesimleri ile şimdiki ve gelecekteki kuşaklara aittir ve bu millet bu ağır ve ilahi emaneti İmam Humeyni’nin vasiyeti ışığında hareket etmek, ilkeleri muhafaza etmek, inkılabın temel değerlerine uygun davranmak ve yenilik, ilerleme ve yükseliş sürecindeki çabalarıyla koruyacaktır’ dedi.
Ayetullah Hamenei, İmam Humeyni’nin istisnai kişiliğinin İslam İnkılabı’nın zaferi ve ilerlemesindeki eşsiz etkisine işaretle ‘İran İslam İnkılabı, tıpkı İslam gibi, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik, maddi ve manevi çeşitli boyutlar içermekte olup, beşeriyetin ihtiyaçlarına cevap vermektedir ve bu durum, İran İslam İnkılabı’nın kalıcılığı ile bölge ve dünya çapında her geçen gün daha bir yayılmasının temel sırrıdır’ dedi.
İslam İnkılabı Rehberi, konuşmasının devamında İmam’ın vasiyetnamesindeki bazı noktalara dikkat çekerek, bu vasiyetnamede İslam İnkılabı’nın yayılacağı tahmininde bulunulduğunu hatırlattı ve şunları söyledi:
‘İslam İnkılabı’nın yayılması, çeşitli ülkelerde karışıklık çıkartılması, oraya asker sevkedilmesi ya da terörizmin yaygınlık kazanması anlamında değildir. İslam Cumhuriyeti’nin model edinildiği bir süreçte İslam’ın öğretilerinin yayılması, inkılabın idealleri doğrultusunda dimdik durmak ve özellikle de mazlumların savunulmasından yana tavır sergilemektir. Allah’ın lütfuyla İmam’ın bu hedefi bugün gerçekleşmiştir. Anti emperyalist sloganlar ile müslümanların dünya mazlumlarını ve özellikle de Filistin halkını savunarak, siyonizmin ahtapot şebekeleriyle mücadele etmesi, İmam ve inkılabın ideallerinin yayılmakta olduğunu göstermektedir. Bugün hatta İran halkının nükleer enerji talepleri, İslam ülkelerinde halkın genel istekleri arasında yer almaktadır. Bu gerçek göstrmektedir ki, müslüman halklar İran halkının hedef ve ideallerine saygı duymaktadırlar.’
Ayetullah Hamenei, dost düşman herkesin bugün artık Filistin halkının savunulması eyleminin geniş bir yelpazede sürdüğünü kabullendiğini vurgulayarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘Günümüzde tüm müslüman halklar tıpkı İran halkı gibi, İsrail’i sun’i ve bir dayatma rejimi olarak tanımakta, ancak halkı müslüman olan bu ülkelerin yöneticileri halklarının sesine kulak vermemektedirler. İsrail, kendi ayakları üzerinde durabilme gücüne sahip değildir. Ancak, Amerika’nın utanç verici ve kayıtsız şartsız destekleri ile bazı arap liderlerinin Filistin halkını savunmaması, bölgedeki müsbet gelişmeleri önlemektedir.’
İslam İnkılabı Rehberi ayrıca, İran halkının kendi iç dinamiklerine dayanması ve bağımlılığın kesilerek tam bağımsızlığın kazanılması yolundaki hareketinin, dünyadaki sultacı güçlerin İran İslam Cumhuriyeti’ne olan düşmanlık nedenlerinden biri olduğunu belirterek şunları ifade etti:
‘Emperyalistlerin, İran halkının nükleer enerjiye sahip olmasına karşı çıkışı, İran’lı gençlerin kendi iç dinamikleri ve bilgilerine dayanarak, zorba güçlere bağımlı olmaksızın nükleer bilgi ve teknolojiye ulaşmalarından kaynaklanmaktadır. Yoksa, eğer bir halkın nükleer enerjiden yararlanması işlemi zorba güçlere bağımlılık içerisinde sürerse onların hiç bir itirazları yoktur. Bugün güç sahibi bu ülkeler, bilimsel ilerlemeleri açısından İran halkınnın çok çok gerisinde kalan bazı ülkelerle bu amaçla nükleer santral inşası için anlaşmalar imzalamaktadırlar.’
Ayetullah Hamenei, Amerika ve bazı ülkelerin İran halkının nükleer silah peşinde olduğu şeklindeki iftiralarına da değindi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
‘İran halkı defalarca vurguladığı üzere nükleer silah peşinde değildir ve bunu Amerika’lılar da bilmektedirler. Ancak, İran halkının kesin hakkını açıkça inkar edemeyecekleri için dünya kamuoyunu yanıltmak amacıyla bu tür ithamlarda bulunmaktadırlar. İran halkı ve yöneticileri, hem temel İslami düşünceleri nedeniyle ve hem de akıl ve tedbir gereğince nükleer silahlara karşıdırlar. Ancak, nükleer enerjiden barışçı amaçlarla yararlanılmasından yanadırlar ve her ne pahasına olursa olsun bu hedeflerine ulaşacaklardır.’