İran

İran Açısından Viyana Müzakerelerinin Temel Engelleri

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan Salı günü İsviçreli mevkidaşı İgnazio Cassis ile yaptığı telefon görüşmesinde ” Tahran iyi bir alaşmaya varmak için ciddidir ancak Amerika’nın çelişkili tavırları müzakere sürecindeki en önemli engellerdendir “ifadelerini kullandı.

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Hüseyin Emirabdullahiyan İsviçreli mevkidaşı ile yaptığı görüşmede bu hususa değinerek Amerika’nın bir yandan BERCAM nükleer anlaşmasına dönemeye meraklı olduğunu bir diğer yandan da son haftalarda iki aşamalı olarak İranlı şirketler ve şahıslara karşı yaptırımlar uyguladığını sözlerine ekledi.

İran’a karşı yaptırımların kaldırılması diyalogları gelecek hafta 29 Kasım’dan itibaren Avusturya’nın başkenti Viyana’da başlayacaktır. Buna rağmen BERCAM nükleer anlaşması Avrupalı üyeleri ve Amerika İran hukukuna kayıtsız kalarak ve BERCAM nükleer anlaşmasını diğer meselelere endekslemeye çalışarak Viyana müzakerelerinin daha da karmaşık ve çetrefil hale gelmesine yol açmıştır.

Tabii ki engellerin kaldırılması için tarafların müzakereler 29 Kasım’da başlamadan önce pozitif sinyaller göndermeleri ve bu anlaşmaya geri dönmek için iyi niyetlerini göstermeleri lazım.

Grossi’nin 23 Kasım’da Tahran’a gerçekleştirdiği ziyaret, İran ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na bunu yapma fırsatı verdi. Diplomatik kaynaklar, Grossi’nin Tahran ziyareti ile aynı dönemde oluşan olumsuz ve telkin edici atmosfere rağmen, Yöneticiler Kurulu toplantısında İran’a karşı herhangi bir adım atılmasının muhtemel olmadığını, görüşmelere zarar vermek istemediklerini belirttiler. Zaten Viyana müzakerelerine sayılı günler kala bunu beklemek çok şaşırtıcı olacaktı.

Amerika Birleşik Devletleri, 2018’de BERCAM nükleer anlaşmadan çekilen ve şimdi İran’a karşı tek taraflı yaptırımları kaldırmadan bu uluslararası anlaşmaya dönmeye çalışan bir taraftır.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed Kadıri, Washington’un İran’a yeni yaptırımlar uygulayarak bir mesaj vermeye çalıştığına ve İran’a baskı yapmaya ve abartılı talepleri kabul etmeye zorlama niyetinde olduğuna dikkat çekiyor. ABD’nin bu hamlesi yapıcı olmayan bir adımdır ve Amerikalıların müzakerelere başlamaya hazır oldukları yönündeki iddialarıyla açık bir çelişki içerisindedir.

Deneyimler ise İran’ın bu anlaşmadaki çıkarlarını garanti etmeksizin Kapsamlı Ortak Eylem Planını tamamen canlandırmaya zorlamak için herhangi bir baskının etkili olamayacağını göstermiştir. Pek çok gözlemci, Viyana görüşmelerinin ilerlemesinin büyük ölçüde ABD’nin çelişkili davranışlarını düzeltmeye bağlı olacağına ve başarılı müzakereler için çok az zamanın kaldığına inanıyor.

İran’ın Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mecit Tahtırevançi ise bu hususta şöyle bir açıklamada bulunmuştu: “İran, ABD hükümetinin BERCAM nükleer anlaşmasından bir daha ayrılmayacağına dair güvence istiyor”.

Ancak ABD’li yetkililer, en azından BERCAM nükleer anlaşmasının ABD senatörlerinin üçte ikisinin desteği olmadan bağlayıcı bir anlaşma veya mutabakat olamayacağı için böyle bir garantinin imkansız olduğunu söylüyor. Bu bağlamda Senato’nun yarısını oluşturan Cumhuriyetçiler, anlaşmaya baştan itibaren karşı çıkmışlardı.

Şimdi, Kapsamlı Ortak Eylem Planına geri dönüş konusunda altı turluk yoğun ve hassas müzakerelerin ardından, istişarelerde bulunan ülkelerdeki diplomatlar ve yetkililer, 2015 nükleer anlaşması kapsamındaki taahhütlere uygun olarak karşılıklılık bir anlaşmaya varılması gerekliliğine inanıyorlar. Ancak orijinal anlaşmanın şartlarına geri dönmek kolay görünmüyor.

İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın, Amerika’nın çelişkili davranışlarını müzakerelerin önündeki en büyük engellerden biri olarak görmesi ve bunu İsviçreli mevkidaşı ile yaptığı telefon görüşmesinde dile getirmesi ve bu yönde açıklamalarda bulunması aynı bağlamda değerlendirilmeli ve yorumlanmalıdır.

Başa dön tuşu
Bugün 22 Mart 2023 (25) içerik yüklenmiştir.