Hayrat Vakfı Yayınları Meali

92-Leyl Suresi Hayrat Vakfı Yayınları Meali

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

1. Yemîn olsun (karanlığı ile herşeyi) örttüğü zaman, leyl’e (geceye)!

2. Ve açılıp ağardığı zaman, gündüze!

3. Ve erkeği ve dişiyi yaratana!

4. (Ki) şübhesiz amel(ler)iniz gerçekten çeşit çeşittir.

5. Fakat kim (Allah yolunda) verir ve (günahlardan) sakınırsa, ve o en güzel olanı
Burada geçen “en güzel”den maksad, kelime-i tevhîd ********* olup, “Allah’dan başka ilâh yoktur” demektir. (Celâleyn Şerhi, c. 8, 338)

6. Fakat kim (Allah yolunda) verir ve (günahlardan) sakınırsa, ve o en güzel olanı1

7. Fakat kim (Allah yolunda) verir ve (günahlardan) sakınırsa, ve o en güzel olanı1

8. Ama kim cimrilik eder ve kendini (Allah’ın sevâbına) muhtaç görmezse, ve o en güzel olanı yalanlarsa, onu da en zor olana (Cehenneme) muvaffak kılarız!

9. Ama kim cimrilik eder ve kendini (Allah’ın sevâbına) muhtaç görmezse, ve o en güzel olanı yalanlarsa, onu da en zor olana (Cehenneme) muvaffak kılarız!

10. Ama kim cimrilik eder ve kendini (Allah’ın sevâbına) muhtaç görmezse, ve o en güzel olanı yalanlarsa, onu da en zor olana (Cehenneme) muvaffak kılarız!

11. Hâlbuki aşağıya düştüğü (Cehenneme yuvarlandığı) zaman, malı kendisine fayda vermez!

12. Muhakkak ki bize düşen, elbette doğru yolu göstermektir.
“Dalâletin (hak yoldan sapmanın) gāyet müdhiş ma‘nevî elemini hisseden bir adama, îmân ile hidâyet ihsân etmek, eğer tevhid nazarıyla (Allah’ın birliğine îman ile) bakılsa, birden o cüz’î (küçük) ve âciz ve fânî adam bütün kâinâtın hâlıkı (yaratıcısı) ve sultânı olan Ma‘bûdunun (ilâhının) muhâtab bir abdi (kulu) olmak ve o îman vâsıtasıyla bir saâdet-i ebediyeyi (Cenneti) ve şâhâne ve çok geniş ve şa‘şaalı bir mülk-i bâkīyi ve bâkī bir dünyayı ihsân etmek ve onun gibi bütün mü’minleri dahi derecelerine göre o lütfa mazhar etmek (kavuşturmak) olan bu ihsân-ı ekber (bu en büyük lütuf) yüzünde ve sîmâsında, bir Zât-ı Kerîm ve Muhsin’in (ikram ve ihsânı sonsuz olan Allah’ın) öyle bir hüsn-i ezelîsi ve öyle bir cemâl-i lâyezâlîsi (yok olmaz güzelliği) görünür ki, bir lem‘ası (parıltısı) ile bütün ehl-i îmânı kendine dost ve has kısmını da âşık yapıyor.” (Şuâ‘lar, 2. Şuâ‘, 5)

13. Ve şübhesiz ki son da, ilk de (âhiret de, dünya da) gerçekten bizimdir.

14. (Ben) işte sizi, şiddetle alevlenen bir ateşle korkuttum.

15. Ona ancak (peygamberi) yalanlayan ve (îmandan) yüz çeviren o en bedbaht (kâfirler) girer!

16. Ona ancak (peygamberi) yalanlayan ve (îmandan) yüz çeviren o en bedbaht (kâfirler) girer!

17. Malını (Allah katında) temizlenmek için veren, (günahlardan) en çok sakınan (mü’minler) ise, ondan uzaklaştırılacaktır.

18. Malını (Allah katında) temizlenmek için veren, (günahlardan) en çok sakınan (mü’minler) ise, ondan uzaklaştırılacaktır.

19. Onun yanında (o malını Allah yolunda sarf edenin üzerinde), hiçkimsenin karşılığı verilecek bir ni‘meti (bir alacağı) yoktur.3
Burada zikredilen kişinin İslâm’a maddî ma‘nevî hizmet eden Hz. Ebû Bekir (ra) olduğunda ehl-i sünnet âlimleri müttefiktir. (Râzî, c. 16/31, 205)

20. (O,) ancak, pek yüce Rabbisinin rızâsını kazanmak için (vermekte)dir.

21. Elbette ileride de (bu amelinden) hoşnûd olacaktır.

Başa dön tuşu