DİN & ŞERİAT
DİN (1) & ŞERÎAT (2)
(1) Din (a.i.c:edyân); ALLÂH’a inanma ve bağlanma.
(2) Şerîat (a.i.c:şerâi’); 1-doğru yol 2-Allâh’ın emri 3-Âyet, hadis ve icmâ-ı ümmet esaslarına dayanan din kâideleri.
-Şer’i, Şer’iyye (a.s.); şerîata ait şerîatla ilgili. şerîata uygun.
-Hükm-ü Şer’i; şerîata uygun hüküm.
-Dinin esâsı akâidde, şerîatların esâsında birdir. Fakat o esasların dalları olmak üzere Peygamberlere indirilen farklı şerîatlar hususî hükümler ihtivâ ederler. Bir hadîste: “Peygamberler, babaları (dinleri) bir, anneleri (şerîatları) ayrı kardeşlerdir.” buyrulmuştur. (Suat Yıldırım)
-Din ise îmân ve İslâm ile beraber bütün şerîatın ismidir. Şehristanî’nin Milel-ü nihalde beyânına göre; din, şerîat, millet denilen şeyler vaki’de ve haddizatında aynı şeylerdir. Fakat itibaren ve mefhumen her biri bir haysiyete tefrik olunur. (Elmalılı Tefsiri)
5/ el-Mâide -48- Sana da (ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdîk eden ve onları kollayıp koruyan kitab (Kur’ân)ı hakk ile inzal ettik. Onların aralarında ALLÂH’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen hakk’tan sapma. Biz, her biriniz için bir şerîat ve yol belirledik. Eğer ALLÂH dileseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat size verdiklerinde sizi denemek istedi. Öyleyse iyilikte yarışın. Hepinizin dönüşü ALLÂH’adır. O, ihtilâfa düştüğünüz şeyleri size haber verir.
22/ el-Hac -67- Biz her ümmet için bir şerîat ta’yîn ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekişmesinler. (İnsanları) Rabbine (ibâdet etmeye) çağır. Şüphesiz sen gerçekten hidâyete götüren doğru bir yol üzerindesin.
23/ el-Mü’minûn -52- Ve hepinizin dini bir tek din’dir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse Bana karşı gelmekten sakının!
42/ eş-Şûrâ -13- ALLÂH din’den Nûh’a tavsiye buyurduğu şeyi sizin için de bir kanun yaptı ve (Ey Muhammed!) sana vahyettiğimizi, İbrâhîm’e, Mûsâ’ya ve Îsâ’ya tavsiye buyurduğumuzu da şerîat kıldı. Şöyle ki: Dini doğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin. Fakat senin kendilerini davet ettiğin şey, müşriklere ağır geldi. ALLÂH dilediğini kendine seçer ve kendisine yöneleni de doğru yola iletir.
15- Ey Muhammed! İşte bunun için insanları tevhîde davet et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma ve de ki: “Ben ALLÂH’ın kitaptan indirdiğine inandım ve bana aranızda adâleti gerçekleştirmem emredildi. ALLÂH bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Sizinle bizim aramızda hiçbir tartışmaya yer yoktur. ALLÂH hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş yalnız O’nadır.
45/ el-Câsiye -18- Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şerîat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma.
*DİNİ ALLÂH’A HAS KILMAK
39/ ez-Zümer -11- De ki: “Şüphesiz bana, dini ALLÂH’a has kılarak O’na ibâdet etmem emredildi.”
*DİNDE AŞIRI GİTMEMEK
4/ en-Nisâ -171- Ey kitap ehli! Dininizde aşırı gitmeyin ve ALLÂH hakkında ancak doğru olanı söyleyin! Meryemoğlu Îsâ Mesîh, sadece ALLÂH’ın elçisi, Meryem’e atmış olduğu kelimesi ve O’ndan bir rûhtur. ALLÂH’a ve Peygamberlerine inanın (ALLÂH) üçtür demeyin. Kendi yararınız için buna son verin. Muhakkak ki ALLÂH tek bir ilâhtır. O, çocuk sahibi olmaktan yüce (münezzeh)dir. Göklerdeki ve yerdekilerin hepsi O’nundur. Vekîl olarak ALLÂH yeter.
*DİNİ AYAKTA TUTMAK & DİNDE AYRILIĞA DÜŞMEMEK
42/ eş-Şûrâ -13- “Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini, İbrâhîm’e, Mûsâ’ya ve Îsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey (İslâm dini), ALLÂH’a ortak koşanlara ağır geldi. ALLÂH, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de O’na ulaştırır.
14- Onlar kendilerine bilgi geldikten sonra, ancak aralarındaki, çekememezlik yüzünden ayrılığa düştüler. Eğer Rabbin tarafından azabın ertelendiğine dâir bir söz geçmemiş olsaydı aralarında mutlaka hüküm verilirdi. Kendilerinden sonra kitaba vâris kılınan kitap ehli de Kur’ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler.
*DİN-İ KAYYİME (*)
*Dîni ihlâs ile Allâh’a ibâdet, ikâme-i salât, iytai zekât din-i kayyimedir. Bu üç esas bütün hak dinlerin hiç değişmeyen en muhkem esasıdır. (Elmalılı Tefsiri)
98/ el-Beyyine -5- Halbuki onlara, ancak dini ALLÂH’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.
*DİNDE ZORLAMA YOKTUR
2/ el-Bakara -256- Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkâr edip, ALLÂH’a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. ALLÂH, her şeyi işitir ve bilir.